Son zamanlarda ülkemizde yaşadığımız bazı toplumsal olaylar, toplumun temeli olan ailedeki yargısız infazlar,çocuk kaçırmalar,,çocuk istismarları,rezaletleri, cinnet geçirmeler ve katliamlar toplumumuzu yok oluşa götüren yıkılışı yaşatmaktadır. Toplum hayatını derinden etkileyen; basın, yayın, sinema, diziler ve sosyal paylaşım medyası toplum hayatını gereğinden fazla etkileyerek ve kontrolden uzak tutarak toplumumuzu onarılması çok zor yaralarla karşı karşıya getirmiş durumdadır. Buna şiddet içerikli diziler, müstehcen yayınlar eklenince toplumsal cinnet kaçınılmaz hale gelmektedir. İşte bunun için medyanın tamamına bir ölçü getirilmeli, bunun uygulanması takip edilerek uymayanlar cezalandırılmalıdır. Toplumun artık buna hava, su, gıda ve uyku kadar ihtiyacı vardır. Yetkililer bunu göz ardı edemezler. Devletin tüm yetkililerine bu toplumsal cinnetin durdurulması için bu köşemden çağrıda bulunuyorum. Ne olur! Bu gidişe derhal el atınız, çare bulunuz!ve bu katliamları durdurunuz! Buna değil Müslümanın hiçbir insanin razı olması mümkün değildir. Bu ağır suçun işlenmemesi için; televizyonlardan, cami kürsülerinden, üniversite kürsülerine kadar anlatılmalı özellikle aile içi geçimsizliklerde ve şiddetlerde sabır tavsiye edilmeli, yardıma muhtaç olanlara devletin şefkat eli uzanmalıdır. Yetkililere bu konuda aşağıdaki önerilerimi arz etmek istiyorum.
İSLAM RÖNESANSI(İSLAMIN YENİDEN DİRİLİŞİ) ZAMANI GELMİŞTİR
Bütün bu olumsuz olaylar göstermektedir ki yapılan bazı pansuman tedbirler toplumu ve ferdi huzura kavuşturmada yeterli olamamıştır. O zaman İslam dininin yeniden dirilişi olan, İslam Rönesansı olabilmesi için yetkililerin bu süreci başlatmada acele etmeleri zaman kaybetmemeleri zorunlu olmuştur. Toplumumuza İslam dininin “ demokrasi ile” bir uyuşmazlığı olmadığı anlatılmalı ve din ile iç içe olarak barışı sağlanmalıdır. Toplumun kurtuluşu ve refahı için, “manevi cihad” ilan edilmeli ve herkesin bu konuya destek vermesi, elini taşın altına koyması istenmelidir. Cami kürsüleri bu manevi cihadı ve İslam Rönesansını anlatacak kaleler olarak görülmelidir. Topluma bunun bir “dünya barışı projesi” olduğu anlatılarak, milli hafızanın yeniden dirilmesi sağlanmalı, milletin uyanarak ve bilerek bu projeye sahip çıkması ve desteklemesi yoluna gidilmelidir. Topluma şu mesaj verilmelidir; “kurtuluş İslam’dadır”. Bu manada “Kamil Müslümanın” dünyada hem Müslümanlar için hem de insanlık için model insan olduğu anlatılmalıdır. Toplumda, “ milli şuur” oluşturması yoluna gidilmelidir. Türkiye’nin bir müreffeh, kalkınmış, adil ve gerçek demokrasiyle yönetilen bir devlet olması tüm mazlum milletler için bir model devlet olacağı unutulmamalıdır. Türkiye, dünyadaki barışın sigortasıdır.