Daha baştan hemen söyleyelim ki , kutlamalar, Fetocuları , iç ve dış düşmanları, “Erdoğan’ın istediği şekilde gelişen kontrollü darbedir” diyenleri memnun etmiştir. Ülke bölünmenin, iç savaşın eşiğinden dönmüşken; 252 şehit verilmişken, binlerce gazi, engelliler varken, öksüz, yetim, dul kalanlar; hayatı boyunca travmatik izleri üzerlerinden atamayanlar; psikolojileri bozulup geceleri rahat uyku uyuyamayıp kabuslar görenler varken; işlerini […]
Daha baştan hemen söyleyelim ki , kutlamalar, Fetocuları , iç ve dış düşmanları, “Erdoğan’ın istediği şekilde gelişen kontrollü darbedir” diyenleri memnun etmiştir.
Ülke bölünmenin, iç savaşın eşiğinden dönmüşken; 252 şehit verilmişken, binlerce gazi, engelliler varken, öksüz, yetim, dul kalanlar; hayatı boyunca travmatik izleri üzerlerinden atamayanlar; psikolojileri bozulup geceleri rahat uyku uyuyamayıp kabuslar görenler varken; işlerini kaybedenler, ekonomik düzenleri alt üst olanlar ortdayken; yapılan kutlamalar neydi ya da nasıl yapıldı?
Bir kaç protokol konuşması, kısa bir Kur’an tilaveti ve dua; arkasından müzikli kutlama;15 Temmuzu amacına uygun olarak anma hususunda ne kadar başarılı oldu; çok tartışılır!
“Hafızay ı beşer, nisyan ile meluldür” demişler.
Yaşananları çabuk unutan ya da unutturulan bir toplum olduk.
İstanbul Boğaz Köprüsünde ve Külliye’de, insanların üzerine leblebi gibi yağan mermiler; Özel Harekât binasına atılan sayısız bombalar; tanklar altında ezilen insanlar, kulakları sağır eden uçakların ses hızını geçerek alçaktan uçmaları ; kolay kolay hafızalardan silinecek , yaşanmış anlar değildir.
15 Temmuzu anma programları bu ruhu yeterince yansıtamadı ne yazık ki !
Neler olabilirdi? O anı, o şartları, yaşanmışları etkili, vurgulu, duygulu konuşmalarla dillendirmek mümkündü.
Hafızalarda daha canlı kalabilmesi, çocuklarımıza aktarılabilmesi için skeçler, piyesler düzenlenir, sahne görsellerle donatılar, arkadan sürekli mermi, bomba sesleri, bağlık çığlık anları efekt olarak verilebilirdi.
En vurgulayıcı güç olan ezan ve selalar ilave olarak efekten verilirdi.
Hele hele Sayın Erdoğan’ın İstanbul Havaalanı’na inecek olması ve halkı meydanlara çağırması, direnmeye davet etmesi hem görsel ve hem de işitsel olarak ekranlara yansıtılmalıydı!
Ne yazık ki 15 Temmuz ruhu hakkıyla yaşatılamadı, maksat hasıl olmadı.
Bu durumdan kahrolacak olan hainler memnun ayrıldılar.
Kutlamalar; bu büyük mücadeleyi temsil konusunda küçük kaldı.
Bu olay basite alınacak bir durum değildir. Uzun süreler hafızalarda kalmalı, nesilden nesile aktarılmalıdır.
Uyarılarımızın dikkate alınacağını umarak, önümüzdeki yıllarda maksatına uygun bir anma programı yapılır ümidini taşıyoruz.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize huzurlu bir hayat, yaralılarımıza acil şifalar temenni eder, yakınlarına sabır ve metanet dilerim.