GÖSTERMEYİN GÖRÜLSÜN, HİSSEDİLSİN!

Ömer bin Haris’in şu sözü her şeyi çok güzel bir şekilde açıklıyor (Allah O’ndan razı olsun): Eskiden iyilik yaparlardı, söylemezlerdi. Sonra hem yapmaya hem de söylemeye başladılar, şimdi ise yalnız söylüyorlar.  Ekonomik krizle beraber, mangallı, ızgaralı, etli ve sucuklu sosyal medya paylaşımları yok denecek kadar azaldı.  Zaten  görgüsüzce bulduğumuz bu tür hareketler ve paylaşımlar; toplumun […]

Yayınlama: 07.06.2023
A+
A-

Ömer bin Haris’in şu sözü her şeyi çok güzel bir şekilde açıklıyor (Allah O’ndan razı olsun): Eskiden iyilik yaparlardı, söylemezlerdi. Sonra hem yapmaya hem de söylemeye başladılar, şimdi ise yalnız söylüyorlar.

 Ekonomik krizle beraber, mangallı, ızgaralı, etli ve sucuklu sosyal medya paylaşımları yok denecek kadar azaldı.

 Zaten  görgüsüzce bulduğumuz bu tür hareketler ve paylaşımlar; toplumun büyük kesimi tarafından şık bulunmamakta, kınanmaktadır.

  Sosyal medyayı fikirlerin, bilginin, aydınlatmanın, aydınlanmanın, yol göstermenin; daha doğrusu eğitim, öğretim, tanıtım, uyarı, ikaz ve birlik olmanın güzel, faydalı ve etkili bir aracı olarak kullanmamız gerekir.

Pişirdiği etin görsellerini paylaşanla, attığı her adımı, girdiği her kapıyı, tuttuğu her eli, bindiği her arabayı, makam sahipleri ile  birlikte  çektirdiği her resmi, hatta yaptığı her bir iyiliği, hizmeti, hayrı paylaşanların ne farkı var?

 Maalesef bu akım,  normal vatandaşlar arasında olduğu gibi, kurumlar, kuruluşlar, dernekler, siyasiler arasında da  yaygın bir şekilde devam ediyor.

 Her adımda patlatılan bir flaş, girilen bir kadraj, anında sosyal medya sayfalarını süslüyor.

 Bireysel bazda yapılan iyi güzel hareketler olduğu gibi, kurumsal alanda da  yapılmaktadır.

 Bu güzel hareketlerin tanıtım amacı, sınırı, fayda durumu, teşvik yönü iyi hesap edilmeli, insanlık adına maksimum fayda hedeflenmelidir. Yerinde tanıtımlar, yapılan işlerin tanıtımı elbette ki faydalı olacaktır; ama dozajında, kıvamında olmalıdır.

Yapılan güzellikleri gösterme, reklam etme çabasına düşmeye gerek yok; insanlar görsün, dokunsun, hissetsin yeter ki. Zaten taktir edecekler.Tabi ki en başta, yaratan Mevla görsün yeter.

 Görülme ve gösterilme furyası her alanda  devam ediyor.

 Ya bir makam için yarış, rekabet amaçlı, ya kendini gösterme, tanıtma çabası, ya nüfuz kazanma hedefi, ya da en basitinden caka satma cehaleti bu furyaya temel gerekçeler oluşturmaktadır.

Makamlar, sıfatlar geçicidir. Yatırımlarını bireysel anlamda bu iki değere göre yapanlar iflas etmeye mahkumdur.

 Önce ahlak ve maneviyat ilkesini  gündeme getiren merhum Erbakan’a çok şey borçluyuz, Allah rahmet eylesin.

 Bir makama gelmiş birisi ile resim çektirmeyi, ya da önceden hasbelkader çektirilmiş bir resmi sosyal medyada paylaşarak prim topladığını zanneden kişinin davranışı  hem komik oluyor, hem de sevimsiz oluyor.

 Herkes onuru ile, şerefi ile, ilmi ile, hizmeti ile varoluş mücadelesi vermelidir.

Aksi taktirde, değerler  ayak altına alınmış, manevî iflas gerçekleşmiş olur.

 Bu da sevgisiz, saygısız, materyalist bir toplum ortaya çıkarır.

 Hep birlikte insani değerlere, özümüze dönmek zorundayız.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.