17 Haziran’da karnelelerin alınmasıyla bütün okullar resmen yaz tatiline girmiş oldular. Bizim geleneğimizde bir söz vardır.Bir kapıyı kapatan bir kapıyı açarmış.Okullar kapandı ama bu sefer camiler ve Kur’an kursları kapılarını çocuklara açtılar. Esasen bu kapılar her zaman her yaştan ve herkese açık.Diyanet işleri başkanlığının 2022 yaz dönemi kursları 27 Haziran ile 27 Ağustos aralığını kapsamaktadır. […]
17 Haziran’da karnelelerin alınmasıyla bütün okullar resmen yaz tatiline girmiş oldular. Bizim geleneğimizde bir söz vardır.Bir kapıyı kapatan bir kapıyı açarmış.Okullar kapandı ama bu sefer camiler ve Kur’an kursları kapılarını çocuklara açtılar. Esasen bu kapılar her zaman her yaştan ve herkese açık.Diyanet işleri başkanlığının 2022 yaz dönemi kursları 27 Haziran ile 27 Ağustos aralığını kapsamaktadır. Her yıl olduğu gibi bu yılda yüksek katılımın olması bekleniliyor.
Pandemi etkisinin devam ettiği geçen yıl (1 milyon 906 bin 615 kişi) katılım gerçekleşirken bu yıl bu sayının 2 milyonu aşması tahmin ediliyor.
Hepimiz çocuk olduk.Hala çocukluk döneminden izler taşıyoruz.Unutmak kolay mı? Nasıl unutabiliriz? Hadi o zaman hatırlayıverin o masum günleri.Camiye ilk kez koşar adımlarla girdiğinizi,ilk kez mihrabı, minberi,kürsüyü daha yakından gördüğünüzü, ilk kez bir hocaya dokunup pervane gibi etrafında döndüğünüzü bir hatırlayın.
Minareye çıkmanın heyacanını,mahallenizi/ köyünüzü kuş bakışı seyrettiğiniz tatil günlerini,bahçede açan güllerin o hoş kokusunu,yine ilk kez kana kana içtiğiniz şadırvandaki suyu bir hatırlayın derim.
Ne(ler) hissettik? Neşe,sevinç, korku,umut..
Ardından başka başka hayallere daldık.Çünkü burası kendi oturduğumuz evden farklıydı. Büyükler buraya beytullahın(Kabe’nin) bir şubesi diye Allah’ın evi diyorlardı. O çocuk ruhumuzla Allah’ın evi ha! Ne güzelmiş temiz, sakin,sessiz bütün duvarlarında yazılar var.Gök kubbesi bile nakışlarla süslenmiş. O güzelim mekanların içi başka güzel,dışı bir başka güzel.
Sonra biz büyüdük.Şehir büyüdü.Şehirler büyüdükçe camiler koca koca binaların arasında mahzun kaldı .Görünmez oldu minareler. Üzüldüm…. Onlar kayboldukça bende kayboldum.
Hani derler ya her şehrin simge yapıları vardır. Zamanın ruhu olduğu gibi mekanlarında ruhu vardır.Şimdi kâotik şehirler bir şeylerimizi alıp götürdü.Hissiz olduk mutsuz olduk.O masumçocukluk günlerini yeniden özler olduk.
Bana,hangi cami daha güzel diye sorarsanız?Bütün camiler derim.Ama cemeati olan camiler daha güzel.Hatta çocukların olduğu camiler daha güzel derim. Çünkü camisinde çocuk olan cami âdeta gonca gül gibi çiçek açmıştır. Her bir çocukta ayrı bir güzellik ayrı bir sevinç.
İşte önümüzde yaklaşık 45 günlük bir eğitim süresi bizi ve çocukları bekliyor.
Çocuklar babalarının ayak izlerini takip edermiş. Yani onları model alır onlardan bir şeyler öğrenirmiş. Şimdi çocuklar önce Allah’a sonra bizlere emanet.Bu nur yüzlü yavrularımızı yarınlar adına bir şeyler öğretme ve onlara örnek bir model olma zamanı.Gün gelecek benim ilk Kur’an hocam falanca kişiydi. Ben, ilk duayı-sureyi falanca hocadan belledim diyecekler. Onlara yol gösterelim. yapıcı olalım. El verelim,gül verelim.Eğlenerek öğretelim.
Unutmayalım ki camiyi sevdirmenin bir yolu da oyundur.Allah’u teâlâ “dünya oyun ve eğlenceden ibarettir” buyuruyor. Oynanan oyununda elbette bir kuralı olması lazım.İşte bize yeni şeyler kazandıracak olan da bu oyun kurallardır.Çocuk rekabeti, gücü, hatayı, bilgiyi, sabrı,paylaşmayı,zaferi ve sevinci oyun sayesinde öğrenir.
Belki bazı çocuklar tasavvuf şairi Yunus gibi sadece Elif diyecek bir türlü dili Be harfine dönmeyecek. Ama gün gelecek bülbül gibi şakıyacak. Nitekim Yunus Emre bir hocanın yanında Kur’an öğrenmeğe gider.Sadece Elif’i öğrenir. Be diyemeden kursu terk eder. Gün gelir o günleri bir dörtlükle şöyle yâd eder.
Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü
Yaratılanı hoş gördük
Yaratılan dan ötürü
Yaz Kur’an Kurslarımızın tüm camiamıza hayırlı olmasını temenni ediyor, hocalarımıza ve öğrencilerimize başarılar diliyorum.