Şehirler arası terminalinden kalkan bir yolcu otobüsünde adamın biri yanında oturmakta olan çocuğa, “Evladım öğrenci misin?” diye sorar. Evet, yanıtını alınca yeniden sorar. Nerelisin? Öğrenci,doğup büyüdüğü köyünün adını söyler. “Doğankonak’lıyım” der. Adamın nasırlamış ellerinden ve güneşte yanan esmer teninden yaşlanmış olduğu ve ömrünü çalışmakla geçirdiği her halinden belliydi.Hırıltılı sesiyle evlat, kusura bakma unutkanlık mı dersin […]
Şehirler arası terminalinden kalkan bir yolcu otobüsünde adamın biri yanında oturmakta olan çocuğa, “Evladım öğrenci misin?” diye sorar. Evet, yanıtını alınca yeniden sorar. Nerelisin?
Öğrenci,doğup büyüdüğü köyünün adını söyler. “Doğankonak’lıyım” der.
Adamın nasırlamış ellerinden ve güneşte yanan esmer teninden yaşlanmış olduğu ve ömrünü çalışmakla geçirdiği her halinden belliydi.Hırıltılı sesiyle evlat, kusura bakma unutkanlık mı dersin yaşlılık mı çıkaramadım?Yere bakarak dudaklarını büzüp, “Doğankonak, hıımm!” diyerek söylenir.
Öğrenci, (Bu arada öğrenci de ben oluyorum),amca köyümüzün önünden yol geçer, asfalt var, Binboğa dağları var.Yalak kasabasının yanında.Muhaciriz biz. Erzurum ‘dan gelme 93 muhaciri. Büyüklerimiz böyle anlatırdı
Adam: Eski ismi ne?
Öğrenci: HAYDAN ben Haydanlıyım amca, der.
Adam:Hay Allah senin iyiliğini versin!Sabahtan beri orayı burayı ne diye sayıp duruyon, desene ben HAYDANLIYIM. Doğru, doğru sizin köye HAYDAN GELİP HUYA GİDENLER derler.
Öğrenci: Sadece bizim köy değil hepimiz Hay’dan gelip hu’ya gidiyoruz.
Yaşlı adam nasıl yani?
Öğrenci:Ben imam hatip talebesiyim. Kuranı kerimin bakara suresinde ‘ İnna lillahi ve İnna ileyhi raciun’ ayeti var.Biz bunu genelde cenaze olunca,sela sesi duyunca, vefat edenin arkasından söyleriz. Yani biz Allah’tan geldik yine O’na döneceğiz demek.
Senin dediğin HAYDAN GELİP HUYA GİTMEK deyişi kültürümüzde, edebiyatımızda kullanılan bir atasözü.
İstersen biraz daha açayım.Anlatmamı ister misin? Tabi evladım sende benim torunum sayılırsın anlat bakalım.
Öğrenci:Hayy demek Yüce Allah’ın esmalarından biri olup hiç ölmeyecek olan hayat sahibi,diri demek,hayat veren demek.
Hu da O demek. Yani ismin yerine kullanılan üçüncü tekil şahıs zamiri. Hu kelimesi tasavvufta anlam bulan zikir sözüdür.hu hu hu…!
Bir şey daha söyleyeyim.HAYDAN GELİP HUYA GİTMEK atasözü anlam olarak biraz değişmiş.Gerçek anlamından uzaklaşmış. Emek vermeden elde edilen kazancın insana fayda vermeyeceği,heba olacağı anlamında kullanılmış.
Başka bir anlamı ise “Davuldan gelen zurnayla gider”, “Selden gelen suya gider” gibi yeni anlamlar kazanmış. Hakkını helal et amca uzattım biraz.
Ne demek evladım hep biz büyükler mi konuşacak.Senin gibi gençlere ihtiyacımız var. Ömrüne bereket!Ne güzel anlattın. Estağfurullah diyebildim.
Başını arka koltuğa yaslayarak gözlerini bir müddet dinlendirdikten sonra hayıflanırcasına derin bir “offff” çekti. ‘Şu uzun yolda hiç çekilmiyor,hele şu izmarit kokuları midemi bulandırıyor meret’ dedi.
Muavini çağırmak için çağrı cihazını aradı karanlıkta bulamadı. Usulca; ‘mavinden istifar poşeti istediğimi söyler misin’ dedi.
Baktım ki amca rahatsız, önce dolabı açıp bir bardak su ikram ettim ardından istediği poşeti verdim.
Tünelleri geçip bir müddet yol aldıktan sonra yaşlı amca Göksun yol çatı kavşağında iniverdi. Öğrenci de doğup büyüdüğü köye gelince şoföre seslenir:Kaptan!HAYDAN köyünde inecek var!
Şoför: ‘burası DOĞANKONAK tabelada DOĞANKONAK yazıyo’. Doğrudur kaptan deyip iniverdim.