Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi, 1974 yılında kuruldu. Temelde ortaöğretimden yüksek öğretime geçiş sürecini planlamak ve yürütmek amacıyla kurulan ÖSYM, aralıksız bir şekilde üniversiteye geçiş yapacak öğrencilerin seçme ve yerleştirme süreçlerini yürütmektedir. 2000 yılında başlayan kamu personelinin seçilmesi ve yerleştirilmesi, ALES, TUS, DUS, YDS, YÖK Dil gibi akademik çalışmalarda yine ÖSYM yetkili kılınmıştır. Türkiye, yönünü […]
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi, 1974 yılında kuruldu. Temelde ortaöğretimden yüksek öğretime geçiş sürecini planlamak ve yürütmek amacıyla kurulan ÖSYM, aralıksız bir şekilde üniversiteye geçiş yapacak öğrencilerin seçme ve yerleştirme süreçlerini yürütmektedir.
2000 yılında başlayan kamu personelinin seçilmesi ve yerleştirilmesi, ALES, TUS, DUS, YDS, YÖK Dil gibi akademik çalışmalarda yine ÖSYM yetkili kılınmıştır. Türkiye, yönünü her ne kadar Batı’ya dönmüş olsa da gelenek ve göreneklerinde, iş ve işlemlerinde Doğu alışkanlıkları hakim olan bir ülkedir.
Öğrencilerin, kamu personelinin, akademik personelin ve mesleki grupların seçilmesinde sınavsız bir işleyiş, liyakat ve nitelik önceliğini bertaraf ediyor. Yani merkezi sınavlar sayesindedir ki başarısı ve kalitesi nispetinde insanlar üniversite kazanıyor, mesleklerini seçiyor, akademik sıralamalarını belirliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı 2023-2024 eğitim öğretim yılında 6 ve 9. Sınıflarda bazı dersleri merkezi sınav yöntemi ile yapma kararı aldı. Türkçe-Türk Dili ve edebiyatı dersi ile matematik derslerinin her dönem birer sınavı MEB tarafından merkezi sınav formatında yapılacak. Bakanlık, Süreç içerisinde merkezi olarak yapılacak ders sayısını ve kapsamını artıracak.
Bazı siyasi parti liderlerinin de zaman zaman dile getirdiği “Üniversite sınavları kaldırılsın” önerisi tazeliğini koruyor. MEB’in bu hazırlıkları neticesinde belki de önümüzdeki 5-10 yıl aralığında YKS kaldırılacak ve yerine ortak yazılı sınavları yapılarak öğrencilere yerleştirme puanları oluşturulacak.
Öğrencilerin yazılılarının ortak sınav olarak yapılması olumlu karşılandı. Bu sınavların her dönem en az birinin merkezi ortak sınav şeklinde yapılması öğretmenler arasında ortak müfredat takibi, zümreler arasında işbirliğinin sağlanması ve öğrencilerin sadece müfredattan sorumlu tutulması gibi sorunları ortadan kaldırdı.
Önümüzdeki yıllarda matematik dersinin yanında fizik, kimya ve biyoloji dersleri ile tarih coğrafya ve felsefe grubu dersleri de merkezi ortak sınav şeklinde uygulanabilir. Bu durumda öğrencinin 4 yıllık lise eğitimi boyunca girdiği sınavlardan bir yerleştirme puanı oluşur. Bu durumda merkezi YKS sınavına ihtiyaç kalmayabilir.
Aynı uygulama, Liselere Geçiş Sınavı olan LGS için de geçerli olabilir. Burada ortak yazılı sınavlarının zorluk derecesi ve kapsamı iyi ayarlanabilirse tek sınavda ortaya çıkan riskler dağıtılmış olur, öğrencilerin üzerindeki sınav stresi azaltılmış olur.
Fakat yazımızın baş kısmında belirttiğimiz gibi bu tür seçme ve yerleştirme uygulamaları mutlaka merkezi sınavla olmalı, mülakat ve başkaca insan faktörünün devreye gireceği uygulamalardan uzak durulmalıdır. Maalesef Türkiye’de mülakat uygulamasının sicili temiz değildir. En beklenmeyen kişilerin kendi çocukları ya da akrabaları söz konusu olduğunda tanıdık ya da modern ifadesiyle referans aradıklarına şahit olunmaktadır.
Gelinen noktada eğitim sistemimizde çok köklü değişiklikler planlanmaktadır. Müfredattan sınıf geçme sistemine, eğitim kademelerinin süresinden yeni ve farklı derslerin okutulmaya başlanmasına kadar pek çok yenilik öğrenci, öğretmen ve velileri beklemektedir.
Değişmeyen tek gerçek, sistem ne olursa olsun çalışan kazandığıdır.