HAK ARAMANIN YOLU TEHDİT VE KORKUTMA OLAMAZ

31 Mart mahali seçimlerinin üzerinden bir hafta geçti. Seçim sonuçlarına itirazlarda üst seçim kurulları tarafından değerlendirmeye alınarak sonuçlandırılmaya devam ediliyor.

İtirazların değerlendirilmesi sonucunda fazla bir değişme olmasa da bazı yerlerde belediye başkanlıklarını kazandı, İlan edilenin dışındaki bir adaya geçtiği de görülebildi. Seçim sonuçlarına itiraz genellikle sayıma dahil edilmeyen eksik sayılan veya sayım sırasında yanlış sayılan oylarla ilgili olurken az da olsa seçilen adayın seçilme yeterliliği olmamasına rağmen seçildiği şeklinde itirazlar da oldu.

Bu şekildeki itirazlar 2019 seçimlerinde de olmuş ve seçim kurulları yapılan itirazları değerlendirdiğinde seçilme yeterliliği olmadığı tespit edilen kazanmış adayın yerine ondan sonra en çok oy alan 2. adaya mazbatayı vererek onu belediye başkanı ilan etmişti. Bunun örneği 2019 seçimlerinde Adana’nın Kozan ilçesinde yaşanmış, seçimi kazanan MHP’li adayın itiraz üzerine dosyası incelenmiş seçilme yeterliliği olmadığı tespit edilmiş ve yerine 2. sırada en çok oy alan Refah Partili aday mazbatayı alarak Kozan Belediye Başkanı olmuştu. Bu uygulama seçim kanununda var olan bir uygulama olup herhangi bir hukuksuzluk sayılmayan bir uygulama olmuştu.

31 Mart 2024 seçimlerinde benzer bir olay Van Büyükşehir Belediye seçimlerinde yaşandı. Yüzde 60’a yakın oy oranı ile Büyükşehir Belediye Başkanı seçilenden DEM partili adayın başkanlığına seçilme yeterliliği olmadığı gerekçesiyle itiraz edildi. İtirazı değerlendiren İl seçim kurulu itirazı yerinde bularak başkanlık mazbatasını Adana Kozan örneğinde olduğu gibi 2. sıradaki AK Parti adayına verdi.

Ne olduysa bundan sonra oldu. Birçok şehirde bu uygulamaya itiraz eden DEM partililer bir kısmı masumane olsa da birçok yerde sokakları, caddeleri işgal edip işyerlerini arabaları taşlayıp tahrip ederek gösterilere başladılar. Halkın can ve mal güvenliğini tehdit etmeye başladılar. Sonunda Yüksek Seçim Kurulu DEM partinin Van il seçim kurulunun yaptığı uygulamaya itirazını yerinde bularak mazbatanın 1. sırada seçimi kazanan Abdullah Zeydan’a verilmesine karar verdi ve korku salan, terör estiren sokak eylemleri de sona erdi.

Ülkemiz bir hukuk devletidir. Hak arama ve itirazlar da hukuk içinde ve yapılan itirazların sonucu sabırla beklenerek yapılması gerekirken hemen sokağa çıkıp yakıp yıkarak korku salarak vatandaşın güvenliğini tehlikeye atarak itiraz edip hak aramak neyin nesi oluyor. Bu olsa olsa zorbalık, hukuk tanımama, devletin kurallarına kafa tutma olur ki hiçbir devlette buna müsaade etmez. Halkının güvenliğini koruma adına etmemeleridir. İşin dikkat çekici yönü Adana Kozan’daki benzer olayda kimse sokağa inmemiş, sokakları, arabaları, işyerlerini ateşe verip taşlamamıştı.

Yıllardır merak eder söyleyip dururuz milletvekili ve belediye başkan adaylarının adaylıklarını kabul edip onaylayan seçim kurulları adayların adli sicil raporlarını inceleyip uygunluk durumuna göre kabul etmiyor ya da etmeleri gerekmiyor mu? İnsanlar bir bir emek verip halkın desteğini alarak seçildikten sonra bu hakkını ondan almak hangi aklın, hangi vicdanın işi. 2023’te ki işçi Partili Can Atalay olayı ve 2019’da yapılan mahalli seçimlerde Kozan Belediye Başkanının başına gelenlerden neden ders alınmaz.

Yoksa diyorum birileri Van olayında olduğu gibi Türkiye hükümetine tuzak kurup halkı sokağa dökerek kaos ortamından maişet toplamaya mı çalışıyor.

Hak aramanın yolu asla kanunları yok sayarak sokakları yakıp yıkan halkın güvenliğini tehdit eden saldırılar olamaz. Ama mutlaka bu uygulamaları ile buna ortam hazırlayan devlet uygulamaları da mutlaka soruşturulmalı ve suçlu görünenlere hak ettikleri cezalar verilmeli, kumpaslarına prim verilmemelidir.