Eser bırakanlar ebediyyen hayırla yad edilecek, dualarda tekrarlanacak. Böyle bir makamda olmayı hak eden kul, ne kadar bahtiyar biridir ki selam olsun , Allah’ın rahmeti, ihsanı o kulun üzerine olsun.
Öncelikle imrenilen, istenilen dünyalık olan değil; dünyalık makam üzerindeyken, dua makamına yükselmeye vesile olan bir basamaktır.
Bize nice gururlar, onurlar yaşatan bir Lider üzerinde yazmaya devam edeceğim. Bu kadar fanatik olma, kişilere fazla anlam yükleme, kişiler gelip geçicidir, bir kişi mi her şeyi yapan; hatta gerçekleri görmüyorsunuz, aklınızı kiraya veriyorsunuz gibi eleştirilere kulak asmadan; asıl nankörlük yapanların, kin ve nefretlerinde boğuldukları için inkar ve karalama çabasında olanların zavallı olduklarını örneklerle açıklamaya çalışacağız.
Eğer ki sizlerin psikolojik ve sosyal baskılarından dolayı , hakedeni övüp, destek vermezsek yüce Mevlam her iki cihanda bunun hesabını bizden sorar. Mevla’nın rızası karşısında sizin baskınız vız gelir.
Sayın Tayyip Erdoğan! Bu milletin kalbine altın harflerle yazıldın. Belki bu gün bunu anlayamayanlar ya da anlamak istemeyenler bir gün gerçeklerin farkına varacaklardır.
Onlarca icraattan zaman zaman bahsedildi. Bu gün sadece en güncel , yeni olan bir eseri örnek vereceğim.
1876 yıllarından itibaren, Taksim’e camii yapılmak isteniyor fakat bir türlü gerçekleştirilemiyor, engeller çıkarılıyordu.
Kostantiniyye’den, İstanbul’a ( İslambola) çevrilen bir dünya başkentinin, özellikle belirli kentlerinde İslami işaretlerin damga vurulmasına izin verilmiyordu.
Özellikle Şişli-Beyoglu- Karaköy hattı boyunca bu direnç yıllarca sürüp gitti.
Mecidiyeköy’den , Tünel’e kadar görülebilen tek bir cami vardı ki; o da dar bir alana sıkıştırılmış , küçücük ” Ağa Camii” idi.
1945- 50 yılları arasında iki esnaf kardeş “Şişli Camii’ni yaptırdılar.
Müslüman bir ülkede, bu hat boyunca utanılacak, kahrolunacak durumlar yaşaya geldik.Camisiz bir yerleşim hattı…
Zamanla, esnafların katkısı ile Osmanbey’e bir cami yapıldı, katkısı olanlardan Allah razı olsun.
İşyerlerinin bodrum katlarında açılan derme çatma mescitler de müslümanlara yakışmıyordu.
Yıllarca o bölgede bulunmuş biri olarak, bu gerçekleri bizzat yaşadım.
Taksim’den, İstiklâl Caddesi, Cihangir, Tarlabaşı caddelerine doğru baktığınızda devasa, kiliseler, sinagoglar, havralar görürsünüz. Bunun yanında derme çatma , sacdan, tenekeden minaresi olan küçücük bir namaz kılma yeri…
Müslüman bir ülkede, bu silüet, bu manzara bizleri kahrediyor, kendimizi esaret altında hissediyorduk. Öyle ya, kiliseler, havralar gökyüzüne doğru ihtişamını yansıtacak, bizim gözümüz teneke minare arayacak!
Aynı şekilde, Tarlabaşı Bulvarı’ndan Şişhane’ye doğru uzanırken, İngiliz konsolosluğunun duvarları dibinde küçücük bir ” Kamer Hatun Camii” yer almaktadır.
Nedense, hep küçük ! Galiba İslamı gizlemek istemişler.
Müslümanların onurunu korumak için çaba gösteren liderler olmuş fakat içerideki ve dışarıdaki hainler izin vermemişler. Rahmetli Menderes, Özal, Demirel bu konuda harekete geçmişler, ne yazık ki bu güçlerin dirençlerini kıramamışlardır.
Allah’a hamdolsun, bir İslam evladına bu şeref nasip oldu ve geçen cuma “Taksim Camii” mükemmel bir şekilde inşaa edildikten sonra, ibadete açıldı.Ne
mutlu bu konuda emeği geçenlere, yardımı dokunanlara, güçlü ve cesur irade koyanlara, İslam ümmetinin ayaklar altında sürünen onuru ve şerefini tekrar ayağa kaldıranlara!
Binlerce selam olsun kahraman Türk evlatlarına!
Başarıları sadece bir kişiye bağlamak yanlıştır eleştirileri; gerçek dışı ve art niyetlidir.Bu Lider’in kararlı ve cesur iradesi olmasa; bu kazanımlar hayal bile edilemezdi.
Öyle olmasaydı ABD başkanı, AB açıkça hedefine Sayın Erdoğan’ı koyup, yerli işbirlikçileri ile devirmeye kalkmazlardı.
Allah bin kere razı olsun, selamlar olsun.
Haa unutmadan! Bir hafta içinde “Kanal İstanbul’a ilk kazma vuruluyor, haberiniz ola!
Al, milyonlarca dua yine sana geliyor Bahtlı Kul! Ne mutlu sana! Kalplere altın harflerle yazılacaksın.