Eğer ki güzel, sağlam, temiz, hilesiz, ayıpsız bir ürününüz var, güzel bir eseriniz varsa; insanlara duyurur, gösterir, açıklamasını yapar, ikna yollarına başvurursunuz . Yok eğer sahte, ayıplı, bir an önce elden çıkması gereken, aldatmaya müsait bir mala sahipseniz; bir an önce elden çıkarmak, satmak için bin bir türlü hileye, yalana başvurur, kılıktan kılığa girersiniz. Eğer […]
Eğer ki güzel, sağlam, temiz, hilesiz, ayıpsız bir ürününüz var, güzel bir eseriniz varsa; insanlara duyurur, gösterir, açıklamasını yapar, ikna yollarına başvurursunuz .
Yok eğer sahte, ayıplı, bir an önce elden çıkması gereken, aldatmaya müsait bir mala sahipseniz; bir an önce elden çıkarmak, satmak için bin bir türlü hileye, yalana başvurur, kılıktan kılığa girersiniz.
Eğer dininizden şüpheniz yoksa; hakkıyla sahip çıkıp, öğrenip yaşayabiliyorsanız; sakin olun, rahat davranın, paniklemeyin, rolden role girmeyin!
İlahi bir düzen her yönüyle mükemmel, hatasız, kusursuz bir yapıdadır.Hiç kimsenin görüşüne, zevkine, egosuna göre eğilip bükülmez . Hiç kimsenin gerçekleri gizleme, saklama hakkı da yoktur, haddi de değildir.
Sorun dinde değil , dini yaşadığını zanneden, dinden habersiz, dini kendi yaşantısına uydurmaya çalışan, sahiplenen inatçı cahil, hoşgörüden uzak zavallıların tutum ve davranışlarındadır.
Ayrıca dışarıya karşı, bu mükemmel nizamı yansıtmadaki yanlış metodlardadır.
Bırakın cahilane savunmayı! Bırakın bağırarak, çağırarak, ağız köpürterek, gözler yerinden çıkacakmış gibi; karşı taraflara hakareti ve tekfir etmeyi!
Korkmayın, bu dine bir şey olmaz! Yüce Mevla’m dinini koruyacağını vadediyor. Sana düşen; doğru öğrenip doğru yaşamak ve dışarıya düzgün yaşantı aktarmaktır.
Münakaşalarla, karşıyı tekfir etmekle, tartışmalarda galip gelmekle; daha doğrusu hamasetle bu din yaşanmaz ve yaşatılamaz.
Elbetteki dinimize sahip çıkacağız, onur ve haysiyetimizi, serefimizi çiğnetmeyecegiz; bu uğurda mücadele edeceğiz.
En etkili yöntem; güzellikleri göremeyenlere en yalın, en sade en objektif bir şekilde aktarmak/ aktarabilmektir.
Dine en büyük zararı; dinî içselleştiremeyen, yaşadığını din zanneden, ateşli ve sloganik söylemlerle meydanları dolduran hokkabazlar veriyor.
Hele hele dinin temel hedeflerine vakıf olmayan, insanlara geliş amacını kavrayamayan, dinin sosyal yönünü anlayamayan, yaşamayan kişilerin çoğunlukta olması üzücü bir durumdur.
Ya iyi öğrenin, tabiki iyi öğrendiklerinizi yaşayın; dışarıya güzel algılar sunun ya da çekilin dinin önünden ve bırakın sahiplenmeyi .
Dokunmayın, gölge etmeyin yeter.