Yirmi yıllık Ak Parti iktidarına katışıksız, karşılıksız, ölümüne sahip çıkan, destek veren çelikleşmiş bir kitle vardır. Bu kitle, Ak Parti’ye dava partisi olarak bakıyor, inançlarına, kültürüne, bağımsızlıklarına, onur ve haysiyetlerine sahip çıkan bir araç olarak görüyor. Araçtır; çünkü davaları İslam olan bir milletin dinlerine sahip çıkmaları ve dinlerini yaşayabilmeleri için bu araca ihtiyaç vardır. […]
Yirmi yıllık Ak Parti iktidarına katışıksız, karşılıksız, ölümüne sahip çıkan, destek veren çelikleşmiş bir kitle vardır.
Bu kitle, Ak Parti’ye dava partisi olarak bakıyor, inançlarına, kültürüne, bağımsızlıklarına, onur ve haysiyetlerine sahip çıkan bir araç olarak görüyor.
Araçtır; çünkü davaları İslam olan bir milletin dinlerine sahip çıkmaları ve dinlerini yaşayabilmeleri için bu araca ihtiyaç vardır.
Başta 15 Temmuz darbesi olmak üzere, çoğu kere hiç çekinmeden canlarını, mallarını ortaya koyabilen, şehit , gazi olabilen , hedefe odaklı bir kitle var gerçekte.
Bu parti’ye; davalarına hizmet ettiği sürece desteklerini malları, canları ile gözlerini kırpmadan veriyorlar.
Allah’a hamdolsun, bu partinin lideri de, bu halkın davası ile parelel bir hedefe sahip olduğu için, parti başarılı bir şekilde davaya hizmetler etti, ufuklar açtı.
Bu dava erleri maddiyatı ikinci plana atmışlardır. Yeter ki inancımız zarara uğramasın, değerlerimiz ve onurumuz çiğnenmesin, dinî yaşantımız kısıtlanmasın isteklerini ön plana çıkarmışlardır.
Pekâlâ soralım: Ak Parti’ye milletvekili olarak, illere, ilçelere belediyelere, teşkilatlara çöreklenmiş olanlardan ne kadarı bu dava uğruna buradalar, tartışmak lazım.
Sürekli bir makam elde etmek, bir yerlere gelmek, maddi kazançlar elde etmek, nüfuz kazanabilmek amacıyla çabalayanlar davanın erleri değil, ballı kaymaklı, iştahlı fırsat avcılarıdır.
Halkın arasına giremeyen, halka dokunamayan, davetlerde, düğünlerde, açılışlarda, zengin sofralarında boy gösteren şakşaklanan, kimi zaman kibirli yetkililerin bu davaya verdikleri zararın telafisi çok zor olacak.
Sadece Sayın Erdoğan, çok az kalmış dava arkadaşları, idealist din ve bilim adamları; tabiki kaymak tabaka ile alakası olmayan inanmış sessiz kitleler bu bayrağı dik tutmaya ve ileriye götürmeye çalışıyorlar.
Kaymaksız dediğimiz, yani hiç bir menfeatten faydalanmayan, tenezzül etmeyen, dava uğrunda kenetlenen, sessiz ama inançlı, kararlı duran bu halk sayın Erdoğan’a destek veriyorlar ve vermeye de devam edecekler.
Bu sessiz halk; belki seslerini duyuramıyor ama, gerçeği görüyor, analizini sakin bir akıl ile yapıyor.
Ekonomik sıkıntıları görüyor, sebebini de biliyor, sabrını ve tahammülünü gösteriyor.
Bu davaya asıl zararı ; dava ruhundan uzak, çeşitli beklentiler elde edebilmek, gösteriş ve riya sahipleri vermektedir.
Allah muhafaza, gemi su almaya başlasa, ilk bunlar kaçar.
Bu kaymaksız tabaka ise, gemiyi limana çekebilmek için sonuna kadar mücadele eder.
Açık konuşalım, Önümüzdeki seçim hiç olmadığı kadar kritik ve önemlidir. Bir devrin yükselişinin, ümmetin dirilişinin sekteye uğratılma tehlikesinin olduğu bir seçimdir.
İlk defa, Sayın Erdoğan, bu seçimi kaybetme sınırına bu kadar çok yaklaştı. Çok ciddi baskı, kara propoganda, ikna çalışmaları var. En büyük silahları da mevcut ekonomik sıkıntılardır.
Birlikte ve konsolide hareket ediyorlar.
Mazallah Erdoğan’ın düşüşü sıradan bir kaybediş olmayacaktır. İntikamların, aşağılanmaların, iptallerin, yasakların şiddetle ortaya konacağı bir süreç başlayacaktır.
Yeniden bir silkelenmeye acilen ihtiyaç var. Ayıklamaya, teşkilatları maddi çıkar beklemeyen ehliyet ve liyakat sahiplerine terk etmeye derhal başlanmalı, ehliyet sahiplerini; kendilerine rakip görüp değersizleştirmeye çalışanları yönetimden uzaklaştırmalı.
Tekrar hatırlatıyoruz. Bu dava sen ben sürtüşmelerine, beklenti amaçlı ruhsuzlara, dava şuurundan nasibini almayanlara kurban edilecek kadar basit değil.
Elbette ki her kademede bu ruha, bu şuura, bu aşka ve liyakata sahip sayısız erler vardır ki onlara duacıyız; selam olsun .
Durum kritik ve çok önemli! Bilmem, bu hassasiyet kimleri ilgilendiriyor!