HİÇ EĞİLMEDİLER, HİÇ SUSMADILAR

Bu milletin en büyük hassasiyetlerinden biri; özgür iradesine ve yaşam biçimine ipotek konulmasıdır.
 Ötekileştirilmesi, itilmesi, tepeden bakılmasıdır.
 Zaman zaman ekonomik sıkıntılara rağmen, yine de Sayın Erdoğan’ı seçmiş olmalarının ana nedeni;  bu hegomanyanın yıkılmasıdır.
 Maalesef çeşitli ve etkili alanlarda bu hegomanya hala yıkılamadı!
 Geçmişte hükümet deviren, hükümet kuran, bakan indiren, bakan seçen  işadamı, gazete patronu, holding sahipleri aynı güç gösterilerini her fırsatta göstermek istiyorlar.
 Aydın Doğan, Başbakan Mesut Yılmaz’ı eşofmanlarla karşılamıştı. Hürriyet genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök , telefonuna geç döndüğü için, yine aynı şeklide Yılmaz’a ” Ana avrat söveceksin bunlara” diyerek seviyesizlik yapmıştı.
 Gezi olaylarında Divan Oteli karargah yapılmış, Koç, her türlü maddi manevi desteği sağlamıştı kalkışmacılara.
 Hala, bunlar bu gücü nereden alıyorlar? Bu özgüven ve kibirin altında ne yatıyor?
Sermayesini ve yatırımlarını alsın başına çalsın! Gitsin nereye giderse!
Ali Koç’un diğer bir güç kaynağı; ele geçirdiği Fenerbahçe Futbol Kulübü olmuştur.
 Hastanede yatan Sabancı’ları ziyarete gelen Erdoğan’ı uğurlayanlar arasında Ali Koç da vardı.
  Elleri cebinde, lakayt bir şeklide Cumhurbaşkanı’nın karşısında duruyordu.
 Hala güç bende, ben daha üstünüm mesajının verilmeye çalışıldığı apaçık ortadaydı.
 Keşke Kasımpaşalı Erdoğan:” çıkar len ellerini cebinden, yıkıl karşımdan” deseydi, hadsize haddini bildirseydi!
 En azından Cumhurbaşkanı, bunlara karşı bundan sonra daha dikkatli ve mesafeli olmalıdır.
Aksi taktirde seçimini yapmış bu halk, umutlarını boşa bağlamış olur.
 Bu halkın karşısında, özellikle halkın temsilcisi karşısında eğilmeyi, saygıyı öğrenmek zorundalar.
Birileri hatırlatmalı bunlara bazı şeyleri.