AK PARTİ VE DEİZM SORUNU

Ben islami mahallenin bir mensubuyum. Elbette bu mahallede var olan her şey beni/mahalle sakinlerini ilgilendirir. Mensuplarına söz söyleme hakkını verir. Bu söz söyleme hakkı bazen tavsiye, bazen teşekkür ve bazen de eleştiri olarak yansır. Ama asla yok etmek, imha etmek ve yok saymak tarzında olmaz/olmamalıdır. Hani Osmanlıca güzel bir söz vardır “bizim zemmimiz fiiledir, faile […]

Yayınlama: 26.09.2021
A+
A-

Ben islami mahallenin bir mensubuyum. Elbette bu mahallede var olan her şey beni/mahalle sakinlerini ilgilendirir. Mensuplarına söz söyleme hakkını verir. Bu söz söyleme hakkı bazen tavsiye, bazen teşekkür ve bazen de eleştiri olarak yansır. Ama asla yok etmek, imha etmek ve yok saymak tarzında olmaz/olmamalıdır. Hani Osmanlıca güzel bir söz vardır “bizim zemmimiz fiiledir, faile değil.” Yani bir olumsuzluk ortaya çıkarsa hedefimiz o kötü davranışın ortadan kaldırılmasıdır. Onu yapan kimsenin aşağılanması ve iptal edilmesi değil.

Bizim mahallenin partileri vardır. Cemaatları, tarikatları, vakıfları ve dernekleri vardır. Televizyonları, radyoları, gazeteleri ve sosyal medya sitleri vardır. Yazarçizer, düşünürleri ve kanaat önderleri vardır. Kitapları ve eserleri de vardır. 19. 20.yy ve 21.yy da bizim mahallede gelişen olaylar bugünümüzü ve geleceğimizi etkilemektedir. Abdulhamit Han, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu, Mustafa Sabri, Zahidi Kevseri, Mehmet Akif, Said Nursi, Süleyman Hilmi Tunahan, Necip Fazıl Kısakürek, Mahmut Sami Ramazanoğlu, Mehmet Zahid Kotku, Sezai Karakoç, Kadir Mısırlıoğlu vd.

Büyük doğu, Sebil, Toprak, Tohum, İslam Dergisi ve Mirac, Özgün Duruş Dergisi gibi yayım organları. Gazeteler. Dergiler. Ve Partiler. Ak Parti başta olmak üzere bizim mahallenin kurduğu partiler. Bu sayılanlar ve sayamadığımız tüm yapılanlar öyle ya da böyle bizim mahallenin sakinleri adına faaliyet gösterdiklerini söylemektedirler. Bizim adımıza söz söyleyenler öncelikle şunu bilmeliler ki kendileri vekil biz asıl. Asılların söz söyleme haklarının asıl olduğunu unutmamalarıdır.

Ak Parti 20 yıldır iktidarda. İktidara gelirken söylemleri ve birçok vaatleri vardı. Bunlardan biri de “dindar nesil” yetiştirmekti. Ama dindar nesil yetişmedi. Üzerinde durulması gereken önemli bir nokta ki Ak Parti kendisine oy verecek nesilleri de yetiştiremedi. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile daha etkin olunması gerekirken, beklenen olmadı. Hâlbuki Ak Parti iktidarı ile doğanlar 20 yaşında, 5 yaşında olanlar 25 yaşında, 10 yaşında olanlar 30 yaşındadır. Dindar nesil yetişmediği gibi Ak kadrolar da yetişmedi. Ve çoğunluğu deist profilli, ateist renkli, şüpheci (septisizm) karakterli; bir başka ifade ile cinselliğin tavan yaptığı haz ve hız peşinde koşan bir nesil ortaya çıktı.

Olaylara yaklaşırken bardağın boş tarafından bakmıyorum. Bardağın dolu tarafını dikkate alarak boş tarafının durum tespitini yapıyorum. Neden? Diyanetin etki alanının genişlemesi, İmam Hatip okullarının yaygınlaştırılması, İlahiyat Fakültelerinin varlığı ve dini eğilimli STK’ların çokluğu; hepsinden bir adım önde olan Cumhurbaşkanının varlığına rağmen; gençliğin görünüşü bu.

Ak Parti il ve ilçe teşkilatları, Yerel yönetimler, içişleri, Gençlik Spor, Aile Bakanlığı, Diyanet, Medya, Milli Eğitim ve STK ilişkilerinde; görev dağılımı ve paylaşımında ve de sorumluluk anlayışında bir problem; evet bardağın boş tarafında görünenler…

Hani fotoğraflar için “anın ölümsüzleştirilmesi” cümlesi kullanılır. Öyle değil. Fotoğraf karelerinde yer almak ve onu ölümsüz sanmak; korkunç bir hata! Benim mahallemin yöneticiliği iddiasında bulunanların; hangi konumda olurlarsa olsun mahalle sakinlerinin yüreğini çalmaya ve onları ümitsizliğe sevk etmeye hakları yoktur.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.