Ve mescidi aksanın özgürlüğü. Ve Kudüs’ün özgürlüğü. Ve Filistin’in özgürlüğü. Ve deİslam dünyasının özgürlüğü. Özgürlüğü davet etmeyince gelmiyor. Özgürlüğü sevmeyince Müslümanlara ev sahibi olmuyor. Eğer bahçenize bülbüllerin gelmesini istiyorsanız gül dikeceksiniz. Baykuşların yaşam alanlarında bülbüller yuva yapmaz. Sevmek sevdiğinizi söylediğiniz şeyde fena olmaktır. Onunla hemhal olmaktır. Hani Yusuf’useven Züleyha için tüm varlığın/eşyanın bir tek adı […]
Ve mescidi aksanın özgürlüğü. Ve Kudüs’ün özgürlüğü. Ve Filistin’in özgürlüğü. Ve deİslam dünyasının özgürlüğü. Özgürlüğü davet etmeyince gelmiyor. Özgürlüğü sevmeyince Müslümanlara ev sahibi olmuyor. Eğer bahçenize bülbüllerin gelmesini istiyorsanız gül dikeceksiniz. Baykuşların yaşam alanlarında bülbüller yuva yapmaz. Sevmek sevdiğinizi söylediğiniz şeyde fena olmaktır. Onunla hemhal olmaktır. Hani Yusuf’useven Züleyha için tüm varlığın/eşyanın bir tek adı vardır; o da Yusuf. Hani sevenin bir hali, göstergesi vardır; adamak/adayış. Kim gibi Hanne gibi. Kimi Meryem’i. Nereye? Mescid’e. Başka? Kudüs’e, Başka?Filistin’e, Başka? “muhararen” özgürlüğe.
Sevmek Kudüs’üBünyamin’ce sevmek. Bünyamin’inYusuf’u sevdiği gibi sevmek. Bünyamin’ce sevmek; sevgiyi ihlas ve ihsan denizine dönüştürmektir. Bünyamin gibi sevmek sevdiğine kavuşmaktır. Bünyamin’inhikâyesi şöyle, kuyuya atılan Yusuf yıllar sonra kardeşi Bünyamin’le Mısırda buluşur. Yusuf tanır kardeşini ama Bünyamin tanımaz Yusuf’u. “Yusuf, Bünyamin’e bilmezden gelerek kardeşi veya çocukları olup olmadığını sorar, Bünyamin ise cevap olarak bir kardeşinin olduğunu fakat nerede olduğunu bilmediğini ve kendisinin 10 çocuğunun olduğunu söyler. Ama çocuklarının hepsinin adı; Yusuf’tur. Nasıl mı? İşte böyle;
-Birinci çocuk “Bela”, yutmak fiili ile aynı kökten geliyor, Yusuf’un kuyutarafındanyutulması adına.
-İkinci çocuk “Beher/Beker”,behor fiili ile aynı kökten geliyor. Yusuf, annesi Rahel’inbehoruydu (ilk doğan değeriydi).
-Üçüncü çocuk “Aşbel”, esir düşmek ile aynı kökten geliyor. Yusuf’un Mısır’a esir düşmesi adına.
-Dördüncü çocuk “Gera”, uzaklarda, başka yerde yaşaması adına.
-Beşinci çocuk “Naaman”, latif yumuşak sözlü ve yakışıklı olması adına.
-Altıncı çocuk “Ahi”, Kardeş, Bünyamin Yusuf’un kardeşiydi.
-Yedinci çocuk “Muppim”, mi pi yani babasının tam ağzının dibindeydi ve babasının bütün Tora’sına (kutsal kitap) hâkim olması adına.
-Sekizinci çocuk “Hupim”, hupa evlilik seremonisine verilen isim, Yusuf kardeşlerinin düğününde hiç bulunamamıştı.
-Dokuzuncu çocuk “Ard”, kayıp. Yusuf halklar arasında daima aşağı gidiyordu, zindanlara kadar düştü. -Onuncu çocuk “Roş” Yusuf kendisinden yaşça büyük, abisiydi.
Bünyamin’in sahip olduğu her şey Yusuf’u hatırlatması içindi. Onlara Yusuf’un ismini vermişti. Her seslendiği Yusuf’tu. Ve bu sevgi onu Yusuf’a götürecekti.
Ve çocuklarımız ve sahip olduğumuz şeylerin adı Kudüs olunca; Kudüs’ü hatırlatınca… Ve İslam dünyasında çocuklar; Sahra… Kudüs… Burak… Kıble… İsra… Mirac… Silsile… Selahaddin… Yavuz… Kandil… İsimlerini aldıklarında; sevgi ve özlem gerçeğe dönüşecek ve Filistin özgürlük türkülerini söyleyecektir.
Sevmenin aslı…
Bünyamin’ce Sevmek.