BENİ YIKAN BAŞKA BİR ŞEY!

Yayınlama: 24.09.2024
A+
A-

Geldi, başlattı, damgasını vurdu; devamında, daha ağır geçecek bir sürece aktarmak üzere tüm marifetini gösterdi.
Onu ; sabahları açıkta kalan omuzumun tutulmasından anlarım.
Göçmen kuşların, kırlangıçların yer değiştirmesinden, arı kuşunun gidip, yerine gelen hötlü kuşunun ince, ıslık tonlu ötüşünden anlarım.
Otlara düşen çiğden anlarım.
Kaynatılan pekmezin şerbet kokusundan, hazırlanan salçanın ekşi rayihasından, tandırda yapılan yufka ekmeğin yanan uğra ( un) kokusundan, sabah sabah uykudan uyandıran odun kesen hızar motoru sesinden, elma toplamaya giden yevmiyecilerin hareketlerinden anlarım.
Soğuktan, sıcak eve giren kara sineğin vızırtısı ile kimyamı bozmasından anlarım.
Bir üniversite kazanıp, mahalleyi terk edip gurbete çıkan gençlerin, yokluğundan, göz yaşını akıtan annelerden, gizli gizli ağlayan babalardan anlarım.
Üç ay sonra bir yıl daha yaşlanacacağım kaygımdan anlarım.
Çocuklukta, tam da anlayamadığım, saf, tutkuklu romantizmin zirve yaptığı anılardan anlarım.
Seni bu duruma taşıyan, bu kadar meşhur eden bahar’dır.
Bahar kelimesi altına gir acı yaşat, ümit kır, hevesleri yarım bırak!
Kimi ilk olduğunu, söylesin, kimi son olduğunu; Bahar üzer, aniden kaybolur, planları yıkar, saman alevi gibi söner gider.
Ne ilkbahar, ne son bahar! Asla güvenme! Çabuk yok olur gider.
Hevesle beklediğin planlar başlamadan biter.
Ah Eylül! Saklandın sonbaharın altına, binbir türlü acı tatlı hatıra bıraktın gidiyorsun.
Kötü hatıralar lehine taraflı davrandın ya beni asıl bu yakar, yıkar, kaygılandırır, hüzne boğar.
Bahar’ın ne ilkine ne de sonuna güvenme!
Eylül’ün vefasızlığına hazırlıklı ol, geçmişten ders al.
Zira hayat kısa, taşıma kapasitesi az.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.