Klasik makale ya da köşe yazılarında giriş, gelişme ve sonuç bölümleri sırasıyla uygulanıyor. Ben burada bu kuralı çiğnemek istiyorum. Çünkü konu çok önemli, acil , bıçak kemiğe dayandı cinsindendir. Oyalanacak ne vakit var, ne de gösterilebilecek bir tahammül gücü… Kitabın ortasından konuşmak gerekirse; Ak Parti Hükümeti, insanların temel gıda ve beslenme , barınma ve adaletin […]
Klasik makale ya da köşe yazılarında giriş, gelişme ve sonuç bölümleri sırasıyla uygulanıyor. Ben burada bu kuralı çiğnemek istiyorum.
Çünkü konu çok önemli, acil , bıçak kemiğe dayandı cinsindendir.
Oyalanacak ne vakit var, ne de gösterilebilecek bir tahammül gücü…
Kitabın ortasından konuşmak gerekirse; Ak Parti Hükümeti, insanların temel gıda ve beslenme , barınma ve adaletin tesisi gibi temel insani ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalmaktadır.
Savunma, sağlık, alt yapı, eğitim eşitlik ve yaşam hakkı konusunda, devrim niteliğinde olan başarılar bu konularda maalesef yeterli olamadı.
Halk yapılanların, iç ve dış dinamiklerden kaynaklı sebeplerden kaynaklı sıkıntıların farkında. Ülkemizin bekası için savunma, sağlık, alt yapı gibi stratejik önemi haiz harcamalara taraftar ve destek veriyor.
Düşman devlet ve kuruluşların başta terör ve ekonomik baskı uyguladıklarının gayet farkındadır.
Tüm bunlara rağmen açlık, barınma gibi temel ihtiyaçların yanında, bir de adalette zaafiyet gösterirseniz; bu halkın tolere edebilme limitini aşmışsınız demektir.
“Aç ayı oynamaz”, ya da “aç tavuk darı ambarı yarar’ atasözleri çok yerinde ve anlamlı olarak söylenmiştir.
Eğer ki mideler aç, temel ihtiyaçlar karşılanmıyorsa ; insanların gözü yapılan hiçbir hizmet ve atılımı görmez, farketmez, umurunda bile olmaz.
Devasa problemlere çözüm bulan, deva olan bu hükümet; bu konuda neden başarısız kalıyor; anlamakta gerçekten zorlanıyoruz.
Akaryakıt ve enerjide dışa bağımlıyız; bu kabulümüz. Fakat ne oluyor da, bir tarım ülkesinde gıda ve açlık sıkıntısı çekiyoruz.
Dayanışma ve adalete temel olan bir dinin mensupları neden sıkıntı yaşarlar, neden adaletsizliğe maruz kalırlar? Anlamak çok zor.
Neden fakirler var, neden evlere et girmez?
Sıradan bir vatandaşın görebildiği, çözümünü de söylediği bir konuda, hükümet neden gerekeni yapamaz, hayret doğrusu!
Tarlada, üreticiden 1-2 TL ye alınan bir ürün, neden tüketiciye 7-8 TL ye yansıyor? Bunun izahı mümkün değil!
Aslında izahı çok mümkün. Aracıların, simsarların insafına ve eline terk edilmiş bir gıda serüveni var karşımızda.
Neden devlet direkt el atmaz bu işe? Neden belediyeler sessiz?
Aracı simsarlara neden ağır ceza ve yaptırım uygulanmaz? Neden fırsatçılar ağır cezalara maruz kalmazlar?
Neden direkt tarladan, imalat yerinden alıp halkın hizmetine ucuz fiyattan sunmazlar?
Bu uygulama komünist sistemi çağrıştırıyorsa bırakın çağrıştırsın. Devlet dengeleme ve tekelleşmeyi engelleme gücünü göstermelidir.
Bu şekilde giderse; korkarım ki Ak Parti iktidarı kendi ayağına kurşun sıkacak ve kendi sonunu hazırlayacaktır.
Ülkeye yazık olacak, bizlere yazık olacak.
Dost acı söyler. Aç mide sizi de rahatlıkla iktidardan indirir. Açlık karşısında ne bir hükümet ne de bir yönetici dayanamaz, yıkılır gider.
Fırsat varken acil önlemler alın, çareler bulun.
Bizden hatırlatması.