YUNAN KANALINI MI AÇTIM!

Televizyonu açtığımızda, kanalların büyük çoğunda güncel konular üzerinde tartışmalar olduğunu görürüz. Kadrolu, müzmin konuklar hemen her gün bir kanalda yerini alır; karşıt görüşü savunan tartışmacılar kıyasıya tartışırlar. Belirli amaca yönelik, ideolojik saplantılı kanallarda, aynı görüşe sahip kişiler görüşlerini ortaya koyarlar. Bu kanallarda aşağı yukarı görüşler ortak; çünkü yalan – yanlış vermek istedikleri mesajlar bellidir.  Bunlardan […]

Yayınlama: 24.01.2023
A+
A-

Televizyonu açtığımızda, kanalların büyük çoğunda güncel konular üzerinde tartışmalar olduğunu görürüz.

Kadrolu, müzmin konuklar hemen her gün bir kanalda yerini alır; karşıt görüşü savunan tartışmacılar kıyasıya tartışırlar.

Belirli amaca yönelik, ideolojik saplantılı kanallarda, aynı görüşe sahip kişiler görüşlerini ortaya koyarlar. Bu kanallarda aşağı yukarı görüşler ortak; çünkü yalan – yanlış vermek istedikleri mesajlar bellidir.  Bunlardan objektiflik ya da gerçek bilgi vermelerini beklemek hatadır .

Muhalif tartışmalarda  anlama, dinleme, ikna etme, ikna olma, gerçekleri sunma, gerçekleri anlama, alma gibi bir amaç yoktur. Gerçekleri saptırma, karalama, çürütmeye çalışma, gizleme yönünde çaba sarfedilir.

Özellikle Sayın Erdoğan ve hükümet karşıtları yalana, iftiraya, karalamaya,  inkara, sert konuşma ve tavır sergilemeye  yönelik proje metodlarını uygulamaya devam ederler.

Dünyanın hiç bir ülkesinde, tüm dünyanın ilgisini çeken, direkt ve dolaylı olarak müdahale edilen, ulusal ve uluslararası güç odaklarının, sermayenin, basın – yayının pür dikkat kesilip, istedikleri yönde seçimin sonuçlanması için hedefe konan başka bir ülke olmamıştır.

Daha doğrusu sayın Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırmak için topyekün savaş başlatmış durumdadırlar.

Dış güçlere bir şekilde hak vermek, yaptıklarını normal görmek doğaldır, olabilir şeylerdir.

Çünkü, Erdoğan liderliğindeki Türkiye ekonomi, siyasi, savunma, sanayi, sağlık, turizm gibi alanlarda bir sıçrama yaptı, doğruldu, İslam ülkeleri, Türk birliği, komşularla anlaşma ve birlikte hareket etme yönünde adımlar attı/ atıyor.

Sömürülen, kukla, kullanılıp atılan, yönetilen, ezilen  toplumlar ; Türkiye liderliğinde rest çekiyor, eyvallah etmiyor, emperyalist ve sömürgecilerin isteklerine; dur, yeter artık! Diyebiliyorlar.

Bunları anlıyoruz da “Demircinin iti” misali yerlilere (!) ne oluyor?

Daha doğrusu bu ülkede doğup büyüyen, beslenen, yiyip içen, zevk süren, fink atan, güç otoritelerine yaslanan ekranları ve köşe başlarını tutanların, muhalif kanatta bulunanların sözleri, tavırları, eylemleri çok eğreti duruyor, tiksindiriyor, saç- baş yoldurtuyor.

Olmaz, olamaz, imkansız; bunlar Türk değil, bu kanal mesela yunan kanalı olabilir; tartışmacılar da yunan, ermeni, pkk’lı zannediyorsunuz. Jest ve mimikleri yabancı gelir, yani ilk baktığınızda Türk kanalı olmadığını düşünürsünüz.

 Ülke düşmanları neler söylüyor, yapmaya çalışıyorlar sa, bunlar da daha farklı bir şey ortaya koymuyorlar.

 Ülke batmış, açlık ve sefalet diz boyu, adalet yok, silahlanma montaj, borçla yaşayan, ulufe alan, çökük, yerlerde sürünen, çağdışı, gerici, yobaz bir toplumdan bahsederler.

 Ülke diktatörlükle yönetiliyor, halk korku içinde; derhal bu diktatörü indirmek için el birliği yapalım çabasındadırlar.

  Azıcık ruhunuz olsa, iyiye iyi, kötüye kötü diyebilirdiniz. Her şeyde onlarla parelel gidip, seviye portrenizi çiziyorsunuz.

Yazık, çok yazık, yuh olsun sizlere!

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.