AÇIZ DİYE CİYAKLAYACAK MISIN!

Allah kimseye , bu savaş anını yaşatmasın!

Karşınızda en modern , tehlikeli , gelişmiş silahlara ve doğal kaynaklara sahip bir ülke varsa, karşı koymak imkansız denecek kadar zor olmaktadır.

Silahı ve parası olan istediği vahşeti, cinayeti, hak ve ülke gaspını rahatlıkla yapmaya çalışırken, hiç bir demokratik, çağdaş, evrensel insan hak ve hukukunu dikkate almamaktadırlar.

Tıpkı, geçmişte Avrupalıların, yakın tarihte ABD’ nin, hem geçmişte ve hem de günümüzde Çinin, İsrail’in yaptığı gibi… Balkanlar’da yakın tarihte gerçekleştirilen katliamlar gibi…

Aslında  menfaat, çıkar, ortak kaygı gibi nedenlerle din, dil, ırk ayrımı yapmadan savaşlar olmaktadırlar.

Pekâlâ günümüzde, genelde müslümanlara karşı savaşlar, katliamlar oluyor, bu durumda savaş sebebi din midir?

Elbette ki dini farklılıklar önemli ama, her zaman böyle olmuyor.

Ortak düşman olarak çoğunlukla müslümanları görüyorlar , zaman zaman da birbirleriyle acımasız savaşlar yapıyorlar.

Gözü dönmüş, istilacı, fırsatçı Rusya’nın davranışlarını tarihte okuduk, günümüzde de en acımasız olanlarına bizzat şahit oluyoruz.

Afgan mücahitlerin karşısında aldıkları yenilgi unutulur gibi değil.

SSCB’nin 1992 yılında dağılmasıyla, çok sayıda devlet bağımsızlığını ilan etti. Özellikle Putin’den sonra toparlanmaya başladılar. En büyük itici güç; çok büyük miktarda petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olması ve Avrupa  gazının %35 oranında Rusya’ya bağımlı olmasıdır.

Doğalgaz ve  petrol satışından elde ettiği parayla, silahlanma alanında ileri boyutlara geçti. Öyle bir konuma geldi ki dünyanın tek hakimi olarak davranıyor.

Ne Nato ve ne de  ABD, Rus saldırılarını engelleyemiyor, karşı koyamıyor. Çünkü silah gücü var.

Ülkemiz de bir doğalgaz ve petrol fakiri; bu yüzden başta Rusya ve İran olmak üzere maalesef ithal ediyoruz. Kaynaklarımızın önemli bir kısmı enerji, doğalgaz ve akaryakıt ithalatına aktarılıyor.

Çözüm ne?  Çözüm, ne zaman ki yeterli miktarda petrol ve doğalgaz çıkarabiliriz, dışa bağımlı olmayız; o zaman mümkün olur.

Dünya şartlarını, mevcut konjonktürü pratik olarak yaşayan, gören ve farkında olan ülkemiz; silahlanma ve savunma alanında büyük atılımlar yaptı.

Bir yandan ülkemizin dört bir yanında teröristlerle ve terör devletleri ile mücadele ederken, bir yandan da savunma alanında yoğun çalışmalar yaptık/ yapıyoruz.

Üstüne üstlük, iki yıldır devam eden pandemi de ekonomik sıkıntıları artırmıştır.

Doğal olarak ayakta kalabilmemiz, düşman işgaline uğramamamız için savunma sanayiine ağırlık vermek zorundaydık ve bu şekilde davranıyoruz.

Şükürler olsun ki, bu konuda dosta güven, düşmana korku verecek bir durumdayız.Silahlarımızın gücünü ve tesirini çeşitli savaşlarda gösterdik ve rakiplere hissettirdik.

Tüm bu  hedeflere ulaşmak için yüklü miktarda kaynak gerekli ve ülke kaynaklarının büyük bir miktarı bu alana aktarıldı.

Doğal olarak, ekonomi ve geçim  konusunda sıkıntılar yaşadığımız bir gerçek.

Pekâlâ, peynir- ekmek, soğan- ekmek yiyerek bu günleri atlatmak mı daha iyi, yoksa ekmek, su bulamayan, aç susuz, çoluk çocuk perme- perişan olmuş bir Ukrayna halkı durumuna düşmek mi tercih edilmeli?

Ölmezsiniz, ama silaha sahip olursanız vatanınız, şerefiniz, onurunuz, namusunuzu korumuş olursunuz.

Biraz lüksünüzden kesilince  ciyaklamayacaksnız, sancılanmayacaksınız,  hükümete saldırmayacaksınız. Aksi takdirde , açlıktan ölmeyeceksiniz ama Allah korusun, ülkeniz tarumar olur.

 İyi ki, gerçekleri görerek silahlanmaya sağlamış hükümetimiz. İleri teknolojik silahların yapımında emeği geçenlerden Allah bin kere razı olsun.

 Biraz daha sabır, biraz daha tahammül, biraz lüksten kısmak gerek.

 Allah korusun, Ukrayna’yı gördük; dünyanın sessizliğine şahit olduk/ oluyoruz.

 Kendi göbeğinizi kendiniz kesmeniz gerektiğinin farkına vardık.

 Domates, salatalık, et yiyemediğinden şikayet edip durma! Hala, aptalca açız diye ciyaklama!

 Vatan olmaz sa, kuzgunların artıklarına bile razı olursun .

 Birlik, beraberlik, vatan sevgisi ortak hedef olmalı.

 Bu hedeften yoksunsan,  yüzüne tükürmek bile iltifat sayılır.