ASAYİŞ, ADALET, ADİL PAYLAŞIM!

Dünyanın en güzel coğrafyasına sahibiz. Ülkemizde dört mevsim yaşanıyor: doğal güzellikler, kültür, tarih yönünden son derece zengindir.

Böyle güzel bir vatanda yaşayan bu insanların  ihtiyacı ve olmazsa olmaz hakları; adalet, asayiş ve adil paylaşımdır.

Bu üç temel  hakka sahip olmayan bir toplumun gelişmesi, ilerlemesi, huzurlu yaşaması, fikir üretmesi, ruh zenginliği kazanması, kendilerini güvende hissetmesi imkansızdır.

Birbirinden korkan, çekinen, diyalog kuramayan, haset ve kıskançlık dolu bakışlarla dolu bireylerden oluşan bir toplumda yaşamak imkansız hale gelir.

Her zaman söylediğimiz gibi, bireylere öncelikle dini, ahlaki, milli değerler daha çocuk yaşlarda verilmeli, aşılanmalıdır.

Devlete, devleti yönetenlere, yargı merciine, kolluk kuvvetlerine düşen öncelikle adaleti sağlamak, bireylerin can ve mal güvenliğini garanti etmektir. İnsanlar, ülke külfetinde  elini taşın altına nasıl koyuyorlar sa, nimetin paylaşımında da adilce paylarına düşenleri almalıdırlar.

Toplumun hala” mafya” tehtidi ile kotkutulup huzursuz  edildiğine şahit olmak   bizleri derinden yaralıyor.

Haksız yere birinin canına, malına, namusuna kasteden, topluma korku salan yasadışı bu kabadayı fedailer bu cesareti, bu gücü nereden alıyorlar?

Kanunlar ve yaptırımlar  caydırıcı olsa, en ağır  cezalar  uygulansa,  bu işlere tekrar tekrar başvurabilirler mi?

Demokratik bir toplumda her sokakta, her beldede,  mafyanın bizzat kendisi veya söylentisinin gölgesinin olması kabul edilemez.

Namuslu, geçimi için çalışan, vergi veren, hizmet eden , vatanına bağlı onurlu vatandaşlar  kanun ve ne nizama uyarlarken; suç işlemekten korkarlarken;  suç makinalarının rahatlıkla icraat yapmaları halkı kahrediyor.

Adalete, yargıya, kolluk kuvvetlerine karşı güven duygularında acabalar oluşuyor.

Hapisten çıkan biri, bu hali bir nevi kazanıma çeviriyor, halka karşı tehtid ve korku unsuru olarak yansıtıyor.

Kanunların boşluklarını çok iyi biliyor, hafifletici ve yanıltıcı yöntemleri ustaca kullanıyorlar .

Ak Parti’nin ilk dönemlerinde Mafyavari yönteme başvuranlara göz açtırılmamış, bir çok mafya örgütü çökertilmişti.

Ne yazık ki her alanda mafya izi görmek , bu gölgede yaşamak vatandaşa korku salıyor, devlete, yargıya ve kolluk kuvvetlerine karşı güvensiz bir düşünceye kapılmalarına neden oluyor .

Öte yandan  yasal yollardan hakkını alamayanların da mafyaya başvurması ayrı bir gerçek!

Hükümeti ve yetkilileri bu konuya acil önlem almaya davet ediyoruz.

Kurumları, yargı sistemi, askeri, polisi olan çağdaş, demokratik bir devlette çağdışı bu oluşumlardan bahsetmek  dehşet vericidir.

Yasalarda ki boşluklar kapatılmalı, yaptırımlar ve cezalar ağırlaştırmalı, Devlete sızmış hainlerden destek almalarına fırsat verilmemelidir.

Bezgin, umutsuz, sindirilmiş, kotkutulmuş, devlete ve kurumlara güveni kalmayan bir toplumun sağlıklı olması, ayakta kalması imkansızdır.