BİR HIRKA BİR LOKMA

Sanki paraya, mala mülke, makama sahip olmak bir suç muş gibi, fakirlik, açlık, yönetilen, içine kapalı bir toplum oluşturdular ve uyuşturdular.  İngilizce dersi; gavurcayı öğrenene kadar, dur şurada Allah’ı zikir et diyen öğretmenler gördük.  Sayısız kurslarda kuran okutuldu/ okutuluyor; ama öğretilmiyor. Hafız yetiştirilenler hafız olsun; burada kalmasınlar! Kuranı anlayacak, muhakeme edebilecek, hadislerle karşılaştırabilecek, diğer ilimlerle […]

Yayınlama: 04.12.2023
A+
A-

Sanki paraya, mala mülke, makama sahip olmak bir suç muş gibi, fakirlik, açlık, yönetilen, içine kapalı bir toplum oluşturdular ve uyuşturdular.

 İngilizce dersi; gavurcayı öğrenene kadar, dur şurada Allah’ı zikir et diyen öğretmenler gördük.

 Sayısız kurslarda kuran okutuldu/ okutuluyor; ama öğretilmiyor. Hafız yetiştirilenler hafız olsun; burada kalmasınlar! Kuranı anlayacak, muhakeme edebilecek, hadislerle karşılaştırabilecek, diğer ilimlerle köprü kuracak bir donanıma sahip olsunlar.

 Arapça’nın yanında, bir de yabancı dil öğrenirlerse ne âlâ olur.

 Gavurca da nereden çıktı demeyin. Evrensel ilimlere, teknolojiye ulaşabilmek yabancı dille oluyor, İyi öğrendiğiniz dininizi  tebliğ edip insanlara ulaştırmak yabancı dille mümkün olur.

 Özellikle tarikatlar kanalıyla fakirlik özendirilmiş, mala, maddeye, makama karşı antipati ile bakılmış, bunlardan sıyrılmak hedef haline gelmiştir.

  Oysa kitabımız nasıl bir hayat çizmemiz gerektiğini bildirmiş, Allah Resulü de  pratik uygulamalar göstermiştir.

 Mal mülk edinmek, makama gelmek, teknolojik güce sahip olmak Allah’ın dinî tarafından dışlanamaz.

Maalesef hem ayetlere, hem hadislere, hem de tarikat uygulamalarına yanlış bakış açısı vardır.

  Her türlü imkana sahip olmak teşvik edilir; ancak bir şart dikkatle vurgulanır; bu ayrımı iyi yapmamız istenir:

 Sahip olduğunuz bu imkânlar sizi gurura, kibire, dünya  şatafatına  götürüyor, Allah’ı anmaktan ve O’nun yolundan  alıkoyuyorsa , işte o zaman istenmeyen, terk edilmesi gereken   ateşten bir yüktür.

 Tersine Allah’ı hatırlatan, ibadetlere daha çok bağlayan, her bir aşamada Allah inancı ve sevgisi daha da artan bir maddi kazanım; tam tersine sevaplarla, hayır hasenatlarla dolu bir harekettir.

 Maddeyi, gücü, makamı kimin uğrunda, ne amaçla kullandığınız önem kazanmaktadır.

 Tersine ilimde, bilimde, teknolojide , makamda geri kalır zayıf düşerseniz; düşmanların size tanıdığı kadar özgür olur, ibadet eder, onursuz ve namussuz bir hayat yaşarsanız.

 Daha doğrusu onursuz, şerefsiz, ezik, kul köle olmuş bir şeklide hayata devam edersiniz.

 Maddiyat bir öcü gibi gösteriliyor. Adeta yoksulluk öneriliyor. Yok öyle bir saçmalık.

Kazanan, güçlenen, teknolojiye sahip olan; kibire kapılmayan, Allah’a  şükreden, ibadetinden ve imanından taviz vermeyen; vergisini, zekâtını, sadakasını hakkıyla veren , geldiği makamda adaleti tesis eden, hakkı ve hakikati ayakta tutan kişi ya da kurumlar taktir edilmeli, örnek alınmalı ve dualar edilmelidir.

 Bırakın artık bu fakirlik edebiyatını! Allah muhafaza, fakirin küfre düşmesi kritik bir eşiktir. Küçük bir itirazda, isyanda; küfürle arasında İnce bir perde vardır.

 Güçlü müslüman, zayıf müslümandan hayırlıdır.

 İsrail ve kâfir milletlerin zulmünde inleyen müslümanların düştükleri durum ; düşmanların maddi olarak güçlü oldukları nedeniyledir.

 Paralı, maddiyatlı, makamlı olarak iyi bir müslüman olunmuyor mu ? Hem de nasıl! Cennette peygamberlere , sıddıklara, şehitlere komşu olacak şekilde.

Bir hırka bir lokma ; düşman elinden verilirse daha mı iyi?

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.