BAŞKASI İÇİN!

Bu kavramı duyunca  ani refleksle irkiliyorum, tepkim ani oluyor. Sarıkamış’a askerlik için gittiğimizde, o gün denetleme varmış, tuvaletler kilitliydi. Görevli asker bir türlü askerliği bitiremeyen, vukuatlı, uzatmalı biriydi. Tüm ricalarımıza, yalvarmamıza rağmen tuvaleti kullandırmadı; yok da yokk! Ben anlamam! Ne oldu biliyor musunuz? Akşama apandistim patlamak üzere iken acilen ameliyat oldum. Kime ne diyeceksin, kime […]

Yayınlama: 15.11.2022
A+
A-

Bu kavramı duyunca  ani refleksle irkiliyorum, tepkim ani oluyor.

Sarıkamış’a askerlik için gittiğimizde, o gün denetleme varmış, tuvaletler kilitliydi. Görevli asker bir türlü askerliği bitiremeyen, vukuatlı, uzatmalı biriydi.

Tüm ricalarımıza, yalvarmamıza rağmen tuvaleti kullandırmadı; yok da yokk! Ben anlamam!

Ne oldu biliyor musunuz? Akşama apandistim patlamak üzere iken acilen ameliyat oldum.

Kime ne diyeceksin, kime ne edeceksin?

Biraz özel örnekler verelim istedik.

Malum köy hayatı, arabamızla sürekli bahçeye, tarlaya gidiyoruz; arabanın dışı ve koyduğumuz eşyalardan dolayı ve yolların çamur, toz toprak olmasından dolayı içerisi kirleniyor.

Şehire gitmek istediğimizde; hemen arabanın dışını yıkarız, dıştan bakan tertemiz bir araba görür. Oysa içerisi toz, çamur ve çöple kaplıydı.

Yıllar önce gariban bir arkadaşım, zengin bildiği bir ailenin kızını gönlünden geçirir. Ama nafile, zenginler, bana kız verirler mi? Evleri tertemiz, eşyaları mükemmel, her şey yerli yerinde  olurdu.

Öyle ya, gönlünden geçirdiği kızın giyim kuşamı yeni, albenili, kendisi de bakımlı idi.

Bir gün evlerine bir ihtiyaç için gittiğinde, gördükleri karşısında hayrete düşer. Dışarıdan gördüğü ev bu olamazdı. Pasballık, dağınıklık diz boyu idi. Yedikleri de  öyle lüks yiyecekler değildi.

Sadece dışı temizlemek, süslemek, düzenlemek, harcamalar yapmak ; başkası için, el gördü için, göz boyama için yapılmaktadır.

Son bir örnek verelim.

Eskiden köy evleri iki odalı olur, birinde kalabalık aile oturur, diğeri misafir odası olarak düzenlenir, döşenirdi. En güzel eşyalar, tertemiz tutulurdu, çocukların girmesi yasaktı. Sadece hatırı sayılır misafirler ya da  ekabir birileri gelirse onlar için  hazır bulundurulurdu.

Bal, armut, tereyağı gibi değerli yiyecekler onlara saklanırdı.

Yani her şey yüzeysel ve başkası içindi, gösteriş ve el gördülük amaçlı idi.

En güzel yiyecekleri kendi aile halkınız yemeyecekse,  en güzel evde kendi fertleriniz oturmayacak sa, evinizin önündeki bahçede kendi çocuklarınız oynamayacaksa,  bu davranışınızın insanlıkla alakası yoktur.

Herkes önce kendi halkı, kendi ailesi, kendi toplumu için yapmalı yapacaklarını!

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.