Müslüman bir ülke düşünün; fakat o ülkenin bazı illeri, ilçeleri, mahalleleri İslam’a ve müslümanlara karşı kindar, nefretle dolu, tepeden bakan, küçümseyen bir kısım kişilerin hakimiyetinde olsun! Aynı zamanda ülkenin kaymağını yiyen, büyük ekonomik güçlere sahip olan, milli manevî değerlerden uzak, çeşitli sanat, kültür, basın- yayın örgütlenmeleri altında etkin olan, iktidara karşı amansız karşı koyan, direnen, […]
Müslüman bir ülke düşünün; fakat o ülkenin bazı illeri, ilçeleri, mahalleleri İslam’a ve müslümanlara karşı kindar, nefretle dolu, tepeden bakan, küçümseyen bir kısım kişilerin hakimiyetinde olsun!
Aynı zamanda ülkenin kaymağını yiyen, büyük ekonomik güçlere sahip olan, milli manevî değerlerden uzak, çeşitli sanat, kültür, basın- yayın örgütlenmeleri altında etkin olan, iktidara karşı amansız karşı koyan, direnen, direnç gösteren, dış güçler tarafından desteklenen, fonlanan bir kesimin yaşadığı yerler…
Dine, diyanete, ezana, dindara, örfe, adete tahammül edemeyen, nefret kusanların etkili olduğu söz sahibi olduğu yerleşim yerleri…
Nerede? Ülkemin içerisinde.
İzmir’de, Tunceli’de, Kadıköy, Şişli, Adalar’da vs.
Dur! Hemen zıplama! İtiraz sesini yükseltme! Ayrımcılık ve ötekileştirme yapma dediğini duyar gibiyiz. Genelleme yok, etkili ve rahatsız (!) bir kesim bahse konu olan.
Pekâlâ sürekli olarak; burası İzmir, burası Kadıköy, İslami giyinmek, yaşamak istiyorsanız İran’a, Afganistan’a gidin dediklerini duymadık mı?
Hâlâ sokaklarda, toplu taşıt araçlarında, kimi üniversitelerde, giyim, kuşamdan dolayı fiziki saldırı yapılmıyor mu?
Ezan sesinden acayip rahatsızlar. Kapalı, hele de çarşaflı bir kadın, sakallı, sarıklı bir erkeği gördüklerinde adeta çıldırıyorlar.
Ezan için ‘ Babaanne, ben bu müziği hiç sevmedim ” diyen bir torunun izdırabını(!) dile getiriyor babaannesi.
” Evladım, yaşım yetmişi geçti, emekliyim, biraz dinlenmek, uymak istiyorum, hoparlörden okutulmasın ezan, rahatsız oluyorum. Madem okutulacak; caminin içerisinde okutulsun! Ben de Müslümanım; ama içimde yaşıyorum, dışa yansıtmıyorum. Hem bu çağda!”
Böyle ezan, Kuran nefreti ile oluşturulan bir ortamda yetişen bir çocuğun ; ezanı müzik zannetmesi ve nefret etmesinden başka ne beklenebilir?
Mikrofonlara konuşan kadın: Kadınlar sokağa çıkamayacak, denize giremeyecek, Adalar’da rahat rahat dolaşamayacaklar, eşcinsellerin özgürlükleri kısıtlanacak şeklinde sıkıntısını dile getiriyordu.
Oysa , özgürlüğün zirvesindedirler cambaza bak numarası çekiyorlar.
Sürekli, Sayın Erdoğan’a oy verenlere; cahil, kültürsüz, güdülen, biatçı, şeriatçı, geri kafalılar diyerek hakaret etmeye devam ediyorlar.
Bunların asıl düşmanı Allah, Resulü ve O’nun getirdiği İslam dinidir. Bu dini yaşamaya çalışan müslümanlar ve yaşatmaya çalışan idarecilerdir.
Siz heykellerle, içki masalarında zevklerle, ithal ürünlerle, teknolojiye dudak büken bir edayla ömür sürerken; Erdoğan sayesinde silah, savunma, teknoloji, tıp, yeraltı kaynakları, nükleer enerji, uzay vb alanlarda; bu ülke atılım yaptı, dünyada saygın yere geldi.
Teknofest gençliğini yetiştirdi, ilerlemeye devam ediyor.
Siz hala ezandan rahatsız olmaya devam edin! Çocuklarınıza ezanı müzik olarak tanıtın, onlar da sevmesinler!
‘ İzmir’i pislik götürüyor; ama olsun, yine de CHP’den başkasına oy vermem” diyen bir kadının sözleri, her şeyi açıklıyor.
Ne garip bir dünyada, ne garip insanlarla paylaşıyoruz ülkemizi; hem de ötekileştirilmeye çalışanlar biz olarak!