BİR AVUÇ TOPRAK!

Bilmem, kaç yıldır taşıyoruz şu üzerimizdeki bedeni. İnsan bu mu gerçekten? Bir damla kan, birkaç kemik ve gerisi deri. Ölmeden bilemeyecek insan, kim ve nereli? Aynalar kendine bakana aksini yansıtır. Görüneni gösterir. Sadece görüneni. Sadece insanı göstermez aynalar, cansız dediğimiz yani insan dışındaki varlıkların da görüntüsünü yansıtır. Nasıl ki öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insansa […]

Yayınlama: 23.08.2023
A+
A-

Bilmem, kaç yıldır taşıyoruz şu üzerimizdeki bedeni.

İnsan bu mu gerçekten?

Bir damla kan, birkaç kemik ve gerisi deri.

Ölmeden bilemeyecek insan, kim ve nereli?

Aynalar kendine bakana aksini yansıtır. Görüneni gösterir. Sadece görüneni. Sadece insanı göstermez aynalar, cansız dediğimiz yani insan dışındaki varlıkların da görüntüsünü yansıtır. Nasıl ki öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insansa aynaya bakıp da kendini sorgulayan, bazen kendine yabancılaşan, bazen kendini çok beğenen, içindeki niyete göre bakışlarına anlam kazandıran tek varlık da insandır. Fakat aynadaki görüntümüz kadar mıyız sizce gerçekten?

İçimizden ne çok şey geçiyor değil mi bir gün içinde? Düşünüyoruz. Sürekli bir şeyler düşünmekle sorumluyuz. Duygulanıyoruz. Bazen seviniyoruz, içimiz kıpır kıpır oluyor, bazen hüzün basıyor her yanı bazen de gözyaşı. Bunların hepsi içerden geliyor, derinlerde bir yerde yaşıyoruz ne yaşıyorsak. Göremiyoruz o derinleri ama hissediyoruz, düşüncelerimize, davranışlarımıza, hayatımızın pek çok anına yön veriyor içimiz. Dışımızla canlı, içimizle insanız sanki.

Kalp diye bir organ taşıyoruz mesela. Görünürde yumruk büyüklüğünde bir et parçası. Fakat inançlarımız, hayata bakışımız, değer verdiklerimiz, yok saydıklarımız ne varsa hepsi onun eliye oluyor. O rahatsız olunca diğer tüm organlar ona boyun büküyor. Demek ki kalp görünenden ibaret değil.

Şu kafamızın içindeki beyni çıkarıp ortaya koysak “al bu benim aklım işte” diyebilir miyiz? Beyin = akıl mıdır? Pek çok şeyi bir anda düşünen, bize gideceğimiz yolları gösteren, lehimizde ve aleyhimizde olanları seçmemize yardımcı olan güç demek ki sadece gördüğümüz bir şekilden ibaret değil.

Nefis diye bir şey taşıyoruz. Çoğu zaman bizim aleyhimizde olan şeyleri isteyen, dünyalık namına ne varsa bizi ona götüren, evcilleşmemiş bir köpek misali her zevk duyduğu şeyi yanında bulmayı arzulayan ve eğitmediğimiz takdirde bizi felaketlere sürükleyecek dahili bir düşman. Nerede dersiniz bu nefis? Hangi organımıza yakın veya vücudumuzun neresinde?

Bir de iç mahkememiz var. Bastırmadığımız sürece bizi iyiliğe, güzelliğe, faydalıya götüren, hayata dair hiçbir şey bilmesek veya çok bilgili olsak dahi yine de kendisine danışmamız öğütlenen bir hakim: Vicdan. O nerede dersiniz?

Öldükten sonra ne olacağızmesela? Bir kemik yığını mı? Bir avuç toprak mı? Başlangıcı bir avuç su olan, sonu da bir avuç toprağa gebe olacak olan bir varlık mıdır insan?

Tanı kendini insanoğlu, kimsin, necisin? Madem içerilerde bir yerde yaşanıyor her şey, madem her şey görüntüden ibaret değil görünmeyene odaklan o halde. Bir yerlerde saklı olan, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine misali kaşifini gözleyen, her şeyin kendisinde olup biteceği esrara çevir gözünü. Gözün kendinden başka bir şey görsün.

Aynanın arkasına geç..

 

REKLAM ALANI
Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.