Babası ölen çocuğa yetim annesi ölene öksüz derler. Hz. Muhammed aleyhisselam da doğmadan 6 ay önce babası Abdullah’ı 6 yaşına gelince de annesi Amine hatunu kaybetmişti. Böylece çocuk yaşlarında hem yetim hem öksüz kalmanın nasıl bir duygu olduğunu iliklerine kadar yaşamıştı. 9 yaşına kadar himayesini dedesi Abdulmüttalip üstlenmişti. Dedesinin ölümüyle bu yetim çocuğa amcası Ebu […]
Babası ölen çocuğa yetim annesi ölene öksüz derler. Hz. Muhammed aleyhisselam da doğmadan 6 ay önce babası Abdullah’ı 6 yaşına gelince de annesi Amine hatunu kaybetmişti. Böylece çocuk yaşlarında hem yetim hem öksüz kalmanın nasıl bir duygu olduğunu iliklerine kadar yaşamıştı. 9 yaşına kadar himayesini dedesi Abdulmüttalip üstlenmişti. Dedesinin ölümüyle bu yetim çocuğa amcası Ebu Talip sahip çıktı. Ebu Talip Hz. Ali’nin babası olup her ne kadar hayatında yeğeninin peygamberliğini tanımasa da hayatı boyunca O’na hep sahip çıkmış destek vermişti.
Bir seferinde yeğenini de yanına alarak ticaret için Şama gitmişlerdi. Orada Bahira adında bir din adamı vardı ve dışardan gelenlere yemek vermekteydi.Hz. Muhammed dikkatini çekmişti. Sanki bir bulut sürekli o çocuğa gölgelik yapıyordu. Rahip, Ebu Talibe bu çocuk kimin diye sordu? Ebu Talip benim dediyse de rahip inanmamıştı.O çocukta olağandışı bir hallerin olduğunu sezmişti.Hz. Muhammede sana bir soru soracağım Lat,menat ve uzza adına yemin eder misin? Hz. Muhammed bu soruya çok kızmıştı. Bendedi: Allah’tan başkasına yemin etmem. En sevmediğim şey putlar adına yemin etmektir.
Resulü Ekrem (s.a.v) amcası Ebu Talip sayesinde Hz. Hatice ile evlenmişti.O yıllarda Hz. Muhammed 25 Hz. Hatice de 40 yaşlarında dul bir kadındı. Peygamberliğinden 9-10 yıl sonra bu iki yakınını kaybetmiş. Bu üzüntülü geçen yıla senetül hüzün denmişti.
Nübüvvetten sonra dönem dönem vahiy inkitaya uğramış. Bir rivayete göre üç yıl olsa da bunun sadece üç dört gün olduğunu söyleyen müfessirlerde var. işte bu vahiy kesilmesi dönemine de fetretül vahiy deniliyor,siyeri nebi kaynaklarında.
Vahyin gelmeyişine peygamberimiz üzülmüş. Kendisi de bunun nedenini bilememiş. Her zaman fırsat kollayan müşrikler alaylarını sürdürmüşler. “Kimi rabbin seni unuttu. “Kimi Rabbin seni terk etti”, “Kimi de rabbin seni önemsemedi” tarzında beyanlarla aleyhisselamı derinden üzmüşlerdi. Açıktan söyleneni de gizli gizli söyleneni de gören, işiten ve bilen biri vardı. Allah elçisinin fazla mahzun olmaması için Duha suresini indirdi/gönderdi.
Sure-i-celile 11 ayet olup Mekke de inmişti. Bu surenin manasına geliniz hep beraber bakalım.
1)Duha/Kuşluk vaktine andolsun
2)Karanlık çöktüğü zaman geceye andolsun
3)Rabbin seni terk etmedi sana darılmadı da
4) Muhakkak ki senin için ahiret dünyadan daha hayırlıdır./Sonun evvelinden iyi olacak.
5) Şüphesi rabbin sana verecek sende hoşnut olacaksın
6)Elem yecidke yetimen fe eva/BİZ SENİ YETİM BULUP BARINDIRMADIK MI ?
7) Seni yolunu kaybetmiş bulup ta yola iletmedik mi?
8)Seni ihtiyaç içinde bulup ta zengin etmedik mi?
9)Öğle ise sakın yetimi ezme
10)Sakın isteyeni/dilenciyi azarlama
11)Rabbinin nimetine gelince işte onu anlat.
Sevgili Dostlar! Belki bizlerde birgün yetim, öksüz kalabiliriz. Bizim de ruhlarımız bunalabilir. Bizimdemorale motivasyona ihtiyacımız olabilir. İşte tam da bu sırada yapmamız gereken Allah resulünün örnek hayatına baş vurmak ve Kuran iklimine yönelmektir. Vahyinkendimize indiğini düşünmek,manevi havasını solumak cidden önem arz etmektedir.
Selam ve dua ile