Seksen beş milyonluk bir ülkeyi yönetmeye talip bir muhalefet partisi tiyatro üzerine tiyatro sergiliyor. Öncelikle parti’nin etkili isimleri saf dışı bırakıldı, eski liderine darbe yapıldı, delegeler yenilendi, halk yerine ABD ve AB’yi arkasına aldı. Partide tam bir dikta, korku ve baskı rejimi uygulanıyor. Kılıçdaroğlu, sık sık yönetimine manifesto çekiyor. Benimle misiniz? Değilseniz derhal ayrılın partiden […]
Seksen beş milyonluk bir ülkeyi yönetmeye talip bir muhalefet partisi tiyatro üzerine tiyatro sergiliyor.
Öncelikle parti’nin etkili isimleri saf dışı bırakıldı, eski liderine darbe yapıldı, delegeler yenilendi, halk yerine ABD ve AB’yi arkasına aldı.
Partide tam bir dikta, korku ve baskı rejimi uygulanıyor. Kılıçdaroğlu, sık sık yönetimine manifesto çekiyor. Benimle misiniz? Değilseniz derhal ayrılın partiden tehtidlerini yapıyor .
Pusturulmuş bir parti yönetimi var.
Ne yazık ki taban, ya Atatürk’e bağlılık, ya alevilik, ya özgür yaşamı kaybetme korkusu veya Erdoğan nefretinden dolayı CHP’ye gönülden bağlı, kemikleşmiş, inatçı, vazgeçmeyen bir kitleden oluşuyor.
Kılıçdaroğlu, seçilebilme uğruna en yakınını bile harcamaktan çekinmiyor.
Parti içerisinde deneyimli ekonomistler, mühendisler, uzmanlar, emekli büyükelçiler varken, hepsini birden pas geçip yabancı uzman ve danışmanları baştacı yapmıştır. Yani kendi yavrularını yem etmiştir.
Elbette ki çekirdek kadronuzu oluşturur, sonra yabancı bilim adamlarından destek alabilirsiniz. Yalnız, yönetimin dümeninde siz olursunuz
Tanınmış danışman tuttunuz, hatırı sayılır paralar verdiniz ve bayram ilan ettiniz.
“Cumhuriyetin ikinci yüz yıl vizyonu” adı altında bir şenlik düzenledi, gözlerde parıltı, yüzlerde mutluluk, bir heyecan ve telaş vardı.
Tüm bunlar; yabancı tanınmış bir danışman tutulması ve yine tanınmış ekonomistlerin bir araya gelmesi içindi.
Geçmişte Ak Parti’nin McKinsey ile danışmanlık hizmeti anlaşmasına şiddetle karşı çıkan CHP’nin bu çelişkisi şaşılacak bir şey değildir.
Ülkeyi çekirdek kadronuz ile siz yöneteceksiniz, yoksa destek almanızda bir sıkıntı yok.
Ücretli yabancı danışman tutulmasını bir şenlik, bir bayram havasında kutlamak acziyet göstergesidir, kompleksli duygudur.
Dış ülkelerden yüksek faizle borç sözü almak da bayram olarak kutlanıyor ya, ne diyelim!
Bu arada, Kılıçdaroğlu’nun iyi bir oyun kurucu olduğunu gördük ve bu yönünü tebrik ediyorum!
Altılı masayı susturmuş, adaylığını kabul ettirmiş , meydanlara çıkmış ve rüzgarını estirip LGBT ve İstanbul sözleşmesinden dem vuruyor
Acaba altılı masa neyin karşılığında suskun? Bu da ayrı bir muamma.