Bizler Ak Parti’yi davamızın lokomotifi olarak biliyoruz ve sonuna kadar da destek veriyoruz. Dava, asla şahsi çıkarlara indirgenemez, uğruna sayısız meşakkatlere katlanmayı gerektirir. Bizler, hiç bir şahsi beklenti içerisinde olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Kol kırılır, yen içinde kalır düşüncesi ve uygulaması, bu zamana kadar gerekli olabilirdi ama, bundan sonra böyle diyemeyiz; kırılan kolu açığa […]
Bizler Ak Parti’yi davamızın lokomotifi olarak biliyoruz ve sonuna kadar da destek veriyoruz.
Dava, asla şahsi çıkarlara indirgenemez, uğruna sayısız meşakkatlere katlanmayı gerektirir.
Bizler, hiç bir şahsi beklenti içerisinde olmadık, bundan sonra da olmayacağız.
Kol kırılır, yen içinde kalır düşüncesi ve uygulaması, bu zamana kadar gerekli olabilirdi ama, bundan sonra böyle diyemeyiz; kırılan kolu açığa çıkarır, tedavisini yaparız. Tedaviye cevap vermezse, yani kangren olmuş sa kesip atarız.
Seçim zamanı yaklaştığında bu davaya gönül veren, gönülden bağlanan gönül erlerinin görüşü dikkate alınıyor mu? Evet demek maalesef imkansız.
Milletvekili, Belediye başkanı, il, ilçe başkanları seçimi; o ilin etkili ve söz sahibi bir kaç kişisinin elinde olur sa, nerede adalet, nerede liyakat, nerede demokrasi, nerede eşitlik?
İllaki, ilelebet aynı kişiler ya da onların işaret ettikleri kişiler milletvekili mi olacak?
Belediye başkanı adaylık aşamasında alternatifsiz bırakılıp, işaretle mi seçtirilecek?
İl, ilçe yöneticileri seçmene rağmen mi o koltuklara oturtulacak?
Bu seçmene, bizden bildiklerimiz tarafından algı operasyonu yapıldığına inanıyoruz!
Seçmen, “öğrenilmiş çaresizlik” anaforuna atılmıştır.
Falandan başkası aday olamaz, kazanamaz, kazandırılmaz, engellenir algısı halkın belleğinde oturmuştur.
Filanın onayı olmadan bir görevlendirme imkansızdır düşüncesi gerçekten vahim bir ruh halidir.
Bu halk size sahip çıkmazsa, siz bir hiçsiniz. Verilen kayıtsız şartsız destek; bu davaya verilen önemden kaynaklanıyor. Bu destek, sizi güç zehirlenmesine götürmemelidir.
Davranışlarınız bu seçmeni küstürmemeli, darıltmamalı.
Böyle ablukaya devam ederseniz, korkarım ki bu gönül erleri küser ve sizlere ciddi uyarılar verirler.
Belki bir daha ayağa kalkmanız, ayakta kalmanız imkansız hale gelebilir.
Bu seçmen artık sorguluyor, neden, niye, acaba diyebiliyor, cevap alamaz sa kendi kuralını hatırlatıyor.
Çantada keklik dönemi bitti, çantaya, kafese giren uysal bir keklik yok artık.
İstanbul, Ankara, Antalya başta olmak üzere, yerel seçimlerde yaşanan hezimetler çok önemli bir ders ve hatırlatma yapmış olmalıdır.
Dava, bir kaç kişinin elinde olmamalı, adaylar arasında liyakat, belirleyici olmalı, şans verilmelidir.
Umarım dostane uyarılarımız dikkate alınır, kulak verme tevazuluğu gösterilir.
Açılın, açın, gerekirse çekilin kapının önünden. Sahiplenmeyin, en az sizin kadar da bu gönül erleri bu davanın sahipleridir.
Zaman geçmeden, acı hezimetle karşılaşmadan bir kez daha düşünmeniz gerekir.
Olur mu? Sadece umuyor ve bekliyoruz.