Ahmet sürat haddini aşmış bir halde şehir içerisinde dolaşırken arabasının hız ibresi 120’yi gösteriyordu ! Aslında birazda hız tutkusuna sahip bir kişiliğine sahipti ! Son bir ay içerisinde bu merakından dolayı üç kez ceza ödemek zorunda kalmıştı ! Başını yana döndürdüğünde trafik arabasının yanına yaklaştığını, biraz ileride ise önüne geçip durduğunu gördü. Aracını durduran polis […]
Ahmet sürat haddini aşmış bir halde şehir içerisinde dolaşırken arabasının hız ibresi 120’yi gösteriyordu ! Aslında birazda hız tutkusuna sahip bir kişiliğine sahipti !
Son bir ay içerisinde bu merakından dolayı üç kez ceza ödemek zorunda kalmıştı ! Başını yana döndürdüğünde trafik arabasının yanına yaklaştığını, biraz ileride ise önüne geçip durduğunu gördü.
Aracını durduran polis aracından elinde bir ceza makbuzu ile indi . “Aman Allah’ım bu polis alt komşum Niyazi Bey değil mi?” diye söylendi ! Evet evet apartman komşusu Niyazi Bey’di bu polis memuru .
Tedirgin olunca yavaşça arabasının koltuğuna sindi ! Bu düştüğü durum kendisi açısından cezadan da kötü ve zor bir durumdu ! Polis memuru aslında kendini tanırdı ancak içinde bulunduğu durum kendisi açısından utanılacak bir durumdu . Hem hızlı araç kullandığı için hem de komşu oldukları içindi bu utancı !
Ahmet “Merhaba Niyazi Bey , sizle yeniden bu yolda karşılaşmamız ne denli ilginç değil mi ? Bana inanın eşim biraz önce telefon açtı , çocuklarla birlikte sofrada beni bekliyorlarmış , o nedenle hız limitlerini aşmak zorunda kaldım !”
Niyazi Bey gülümsemiyordu , sanki bakışları tek bir noktaya kilitlenmişti ! “Dostum son günlerde eve hep geç gitmek zorunda kaldım ! Çocuklarım beni günlerdir göremiyorlar ayrıca eşim telefonla aradığında biraz çabuk gelmemi istedi , beni anlıyorsun değil mi ?”
“Elbette ne demek istediğini anlıyorum “ dedi komşusu Niyazi, “ Ayrıca trafik kurallarınıza ciddi boyutlarda ihlal ettiğini de biliyorum “ dedi !
Eyvah ki eyvah dedi içinden Ahmet , bu bahaneyi yutmadı taktik değiştirmeliyim diye düşündü !
“ Beni kaçla giderken yakaladın “ dedi Ahmet ! “ Lütfen arabana biner misin “ dedi polis memuru !
Ahmet canı sıkkın bir halde arabasına bindi , içi içini yiyordu ! Acaba ne kadar ceza yazacaktı Niyazi ! Komşusu Ahmet’ten ehliyet ve ruhsatını istemeden elindeki not defterine bir şeyler yazıyordu ! Mahcup olmuştu komşusuna , bundan böyle karşılaşmamaya ve uzak durmaya çalışacaktı Ahmet !
Bu esnada Niyazi makbuza benzer bir kağıt yazıp arabanın açık penceresinden Ahmet’e uzattı ! Ahmet şaşırdı ! Bu ceza kağıdı değildi ! Bir anda şaşkınlıkla elindeki kağıda baktı , şunlar yazıyordu:
“Sevgili Ahmet Bey , benim dünya tatlısı beş yaşında bir kızım vardı . Kıvır kıvır sarı saçlı , yeşil gözlü Prensesim çok süratli gelen bir arabanın yaya geçidinde çarpması sonucu hayatını kaybetti ! Çarpan sürücü bir süre sonra hapisten çıkınca muhtemelen kendi çocuklarına sarılıp , onları koklayıp – öpebildi ! Oysa ben kızımı yeniden koklayıp öpebilmek için cennete gidene dek beklemem gerekecek ! Binlerce kez bu olayın acısını tekrar tekrar yaşadım ancak kızımı hiç bir zaman aklımdan çıkaramadım ! Lütfen benim için ve kızım için dua et ve hiç bir zaman sürat yapma ! Çünkü benim tek bir oğlum kaldı !”
Ahmet sanki yerinde dondu kaldı ! Uzun bir süre yaşadığı tramvayı atlatıp aracını çalıştıramadı ! Saatler sonra hareket edip evine gitti eşine ve çocuklarına sıkı sıkı sarıldı !
Dostum umarım bu olay senin içinde ders niteliği taşır ! Lütfen unutma olur mu?
Sahip olduklarımızla değil sorumluluklarımızla hareket etmek zorundayız ! Sorumluluk bilinci ile hareket edip ona göre davranmayı ilke edinelim . Yalnızca trafikte değil , hayatımızın bütününde sorumluluk sahibi bir birey olarak davranış sergileyelim !
Bu tip olaylar ve benzerlerinin her an bizim de başımıza gelebileceğini bilerek , sorumluluklarımızla hareket edelim . Umarım bu durum hiç birimizin başına gelmez …