Günümüzün en büyük problemi insanoğlunun fıtratına aykırı yaşamasıdır. Bu aykırı yaşam tarzı fitne ve fesadın yayılmasına ve huzurun ortadan kalkmasına sebebiyet vermektedir. Bu sebebiyet ise toplumlarda çok ciddi sorunlar doğurmaktadır. Emperyalist güçler insan fıtratını bozma yolunda her türlü savaşı vererek ahlaki değerlerin ortadan kalkması için şeytani olan her türlü kötülüğü yaygınlaştırmaya ve normalleştirmeye çalışıyorlar. Bu […]
Günümüzün en büyük problemi insanoğlunun fıtratına aykırı yaşamasıdır. Bu aykırı yaşam tarzı fitne ve fesadın yayılmasına ve huzurun ortadan kalkmasına sebebiyet vermektedir. Bu sebebiyet ise toplumlarda çok ciddi sorunlar doğurmaktadır. Emperyalist güçler insan fıtratını bozma yolunda her türlü savaşı vererek ahlaki değerlerin ortadan kalkması için şeytani olan her türlü kötülüğü yaygınlaştırmaya ve normalleştirmeye çalışıyorlar. Bu şekilde de kendi sapkın inanışları ve toplumdaki sömürü düzenini devam ettirerek insanoğlunu kendilerine köle etmeyi başarıyorlar. Bizler de buna dur demek istiyorsak Fıtratın ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu yazımızda fıtratı ele alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşacağım.
Fıtrat, insanın mahiyeti, karakteri/cibilliyeti/temel yapısı/mizacı anlamında kullanılır. Arapça’daki fa-ta-ra fiilinin isim hâlidir ve ‘ikiye ayırmak’, ‘yaratmak’, ‘icat etmek’ gibi anlamlara gelmektedir. İsim olarak kullanıldığında ise ‘bazı yeteneklere ve eğilimlere sahip’ varlık’ anlamında kullanılmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de 19 yerde geçmektedir.
İnsanın ve eşyanın fıtratını inşa eden Allah’tır. Kâinatı büyük bir ahenk ve düzen içinde yaratan Allah her varlığı kendi tabiatı ile kaim kılmıştır. Bu düzen içinde yer alan her şey, kendi tabiatına uygun hareket eder ve mevcut olan düzene uyum sağlar.
Bir şeyi fıtratına uygun olarak kullanmak iyidir, fıtratından uzaklaştırmak ise kötüdür. Mesela yalan insanın fıtratıyla uyumlu bir davranış değildir, yalana meyletmek ise fıtratın bozulmasına ve mevcut düzeninin sarsılmasına neden olacaktır. Tıpkı bunun gibi toprağın, suyun doğasının bozulması bu unsurların zararlı hale gelmesine neden olmaktadır. Allah toprağa toprak, suya su olarak kalmayı emretmiştir. İnsandan ise fıtratını korumasını ve bu yol üzere yaşamasını istemiştir.
Kâinatın düzeni için Allah’ın koyduğu ölçüleri ve sınırları korumak zorundayız. Her şey kendi görev alanında kalmalı ve fıtratına uygun hareket etmelidir. Aksi durumda fıtratı bozulmuş ürünler nasıl ki sağlığımız için risk taşıyorsa fıtratından uzaklaşan fertler de fitne ve fesadın yayılmasına ve huzurun ortadan kalkmasına sebebiyet verecektir.
İnsan; fıtri olarak iyi ve kötüyü ayırt edebilecek şekilde yaratılmıştır. Bu konuda vicdan önemli eğitmendir. İnsanoğlu fıtratından uzaklaştığı anda vicdan hemen harekete geçer ve bütün gücüyle engellemeye çalışır. Vicdan eğer insanın ruhunda zayıflarsa kişi doğru ile yanlışı ayırt edemeyecek duruma gelir ve kendisine yön tayin eden pusulayı kaybeder. Yani fıtratına aykırı hareket etmeye başlar.
İnsanın fıtratından uzaklaşması sadece dış dünya için değil kendisi için de zarardır. Böyle durumlarda kişi ruhsal bunalım, huzursuzluk ve endişe gibi sorunlar yaşamaya başlar. İslam insanın fıtratıyla uyumlu yaşaması için kurallar koyar ve insanı özü ile buluşmaya davet eder. Kişi özüne döndüğünde ise yaşadığı kaygı ve stresten kurtulur ve gerçek huzura ulaşır.
Netice olarak şunları söyleyelim; İslam fıtrat dînidir. Müslüman öncelikle kendi kişiliğini inşa sürecinde fıtrata uygun bir seyir izlemelidir ki, düzgün davranışlar icra edebilsin. Bilindiği gibi hayâta geliş gâyemizimtihan olmamızdır. Mümin bu imtihan dünyâsında hayatını ve yaşam tarzını fıtrata uygun davranışlarla yönlendirirse sırâtı müstakim yolunda şaşmadan mesâfe kat eder. Bunun tersinde insan yolunu şaşırır, kendisine yakışmayan bozuk davranışlar içine girer.
Unutulmasın ki ancak Rabbimiz’in emir ve yasakları fıtrat sapmasını önler. İşlenen günahlar fıtratı zedeler, rûhu aşındırır. Dua, tevbe ve istiğfar fıtrat zedesini tâmir eder, aşınmanın önüne geçer. Fıtrata uygun bir hayat yaşamak, her doğan canlı için en mükemmel hayat tarzıdır.
“Allah’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.”