Hac kurası çıkan bir hacı adayının sevinci kadar doğal bir şey yoktur sanırım. Neden sevinmesin ki? Yıllarca çalışmış emek etmiş, emekli olmuş. Helal kazancıyla Allah’ın misafiri olmak istemiş de ondan. Hem yüzbinler hatta artık milyonlar diyebileceğimiz adaylar arasından nasiplenmiş/hac kurası çıkmışta ondan. Rabbim herkesin kısmetini açık eylesin haclarını mebrur eylesin inşallah. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) […]
Hac kurası çıkan bir hacı adayının sevinci kadar doğal bir şey yoktur sanırım. Neden sevinmesin ki?
Yıllarca çalışmış emek etmiş, emekli olmuş. Helal kazancıyla Allah’ın misafiri olmak istemiş de ondan.
Hem yüzbinler hatta artık milyonlar diyebileceğimiz adaylar arasından nasiplenmiş/hac kurası çıkmışta ondan. Rabbim herkesin kısmetini açık eylesin haclarını mebrur eylesin inşallah.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Cibrili emini kastederek bir adam yanıma geldi. Önüme oturdu. “Bana İslam nedir? İman nedir? İhsan nedir? Kıyamet ne zaman kopacak?” diye sual etti. Bende O’na islamın beş şey üzerine bina edildiğini bunlardan birisinin de Haccı eda etmek olduğunu söyledim.
Bana “Sadakte ya resul Allah/ doğru söyledin” dedi.(Buhari-iman:37)Evet, Hac ibadeti farzdır. Farziyatı kitap, sünnet ve icmai ümmetle sabittir. Kuranı kerimde Ali imran suresi 97. Bakara suresi 197. ve Hac suresinin 27.ayetleri bu ibadetin Allah tarafından farz kılındığını bize haber vermektedir.
Kuranı kerimdeki 114 sureden biride Hac suresidir. Hac İbadeti zekat gibi kurban gibi mali ibadetlerdendir. Bir farkı var hac hem malla hem bedenle yapılır. Hac ibadetini sadece zengin kimseler yerine getirmekle mükelleftir. Hac ibadeti belli bir zamanda belli bir mekanda yapılır. Buna şeair denir.
Hac zilhicce ayında yapılır. Zilhiccenin ilk 10’u çok önemlidir. Zira haccın menasikleri denilen Cemerat/şeytan taşlama, tevriye günü,arafata çıkma, Kurban kesme günü bu on gün içindedir. Hacılar bu günlerde daha çok telbiye tekbir getirir. Zikir ve duaları topluca yaparlar.
HAC BİZE NEYİ HATIRLATIR?
Haccın önemini maddeler halinde özetleyecek olursak:
1)Hacca gitmek bir nasip meselesi olup her kula kısmet olamayabilir. Bunun için istemek lazım, azmetmek lazım. Rahmandan ümidini yitirmemek lazım. Hacca gidecek olan kişi yakın akrabalarıyla komşularıyla helallik isteyip öyle ayrılmalı. Çünkü yolun sonunu ancak Allah bilir. Ne demişler gidersen dönemezsin, dönersin göremezsin.
2) Hac yolu meşakkatlidir. Sıcak hava, izdiham, yorgunluk gerginlik hepsi insanın psikolojisini etkilemekte. Bunun için Sakin ve sabırlı olmak lazım. Kurallara ve rehber hocalara uymakta fayda var. Özellikle Bakara Suresi’nin 197. âyetinde:“Hac bilinen aylardadır. Her kim o aylarda hacca başlayıp kendisine farz ederse; artık hacda RAFES (cinsî muhtevalı çirkinlikler), FÜSUK(hâl ve beden ile yapılan, bütün çirkinlikler), CİDAL (haklı olduğumuz bir konuda bile olsa başkalarıyla tartışma, atışma ve çatışma) yoktur.” ilkelerine uymamız gerek. Kısaca hac bize erdemli olmayı güzel ahlaklı olmayı hatırlatır.
3)HAC: Bize giyilen ihramla kefeni, yeniden dirilişi hatırlatır. Arafat vakfesi mahşeri, kabenin etrafında yapılan tavaflar tevhidin sembolünü hatırlatır.Hac,yönelmek ve bazı önemli mekanları ziyaret etmektir. Hac ayları şevval, zilkade ve zilhicce ayının ilk on günüdür.
4)SAY: Safa ile Merve arasında 4 gidiş 3 gelişi ifade eden bir kavramdır. Hacer annemizin oğlu İsmail için koşar adımlarla/HERVELE su aramasını temsil eder. yapılan saylar Hacer annemizin çaresizliğini, umudunu bir annenin evladı için nasıl müşfik olduğunu en karamsar anlarda bile bir hızırın/meleğin ansızın nasıl yetişeceğini hatırlatır bizlere. Aynı şekilde her arayanın bulamayacağı fakat bulanların arayanlar olduğunu hatırlatır.
5)KABE: Hz. İbrahim ile oğlu İsmail aleyhi-selamı onların yeryüzündeki ilk beyti imar edişlerini babalı oğullu dayanışma içinde çalıştıklarını hatırlatır bizlere. Kabe değince zalimleri de unutmamak gerek.Ebreheyi unutmamak gerek. Hani O, Abdulmüttalib’in develerine el koyup Filleri önüne katıp Kâbe’yi yıkmaya gelmişti ya..Rabbim fil suresini indirmiş ebabil kuşları Allah’ın beytini korumuştu.Abdulmüttalib ben “develerin sahibiyim, onları istemeye geldim Kâbe’yi sahibi elbette koruyacaktır”. değişini hatırlatır bizlere.
Yine Hz. Muhammed ‘in salat ve selam onun üzerine olsun Kâbe’nin yanına gelip kuran okuduğu müşriklerinse hakikati duymamak için kulaklarını kapadıkları nebi aleyhisselama türlü türlü eziyet ettikleri günleri hatırlatır.
6)TAVAF: Kâbe’nin etrafında her dönüşe şavt denir ki yedi defa dönmeyle bir tavaf yapılmış olur. Kabeyi ce hacerül esvedi sol yanımıza alarak yaparız. İhramlı iken yapılan her tavafta kolumuzu ihramdan çıkartarak pazularımızı gösteririz. Buna IZDIBA denir ki peygamberin sünnetidir. Aynı şekilde tavafın il üç şaftında REMEL yapılır yani kısa adımlarla çalımlı gösterişli şekilde yürünür.
Buradaki amaç zalimlere müşriklere karşı güçlü kuvvetli görünmektir. Tavafın her anında telbiyeler tekbirler ve dualar okuruz. Tevhidin ve kainatın merkezinin burası olduğunu hatırlarız.
7)Hac bize bütün dünya Müslümanlarının bir araya gelişinden doğan gücü, devasa bir organizasyonların nasıl yapılabileceğini, dilleri ırkları memleketleri farklı farklı insanların hepsinin ortak adresinin Mekke- Medine olduğunu burada bir mahşerin âdeta provasının yapıldığını hatırlatır bizlere.
Daha nice anlam ve hikmetleri içinde barındıran haccı anlamak ve hacılığın hakkını vermek dileği ile