Aslında tarihte kalmamıştı; Ensar olmak. Suriyeli insanların yaşadığımız alanlara gelmesiyle birlikte; ırkçı ve maddeci kesim hariç; Ensar olmak gündemimize yeniden girmişti. Şimdi yeniden bir kez daha ve daha farklı; daha akraba; canlı ve daha yakın; bir şekilde depremle birlikte gündemimizde; Ensar Olmak. Ensar olmak sıradan bir olay değil. Bir sınav kâğıdı. Bir test. Bir denenme […]
Aslında tarihte kalmamıştı; Ensar olmak. Suriyeli insanların yaşadığımız alanlara gelmesiyle birlikte; ırkçı ve maddeci kesim hariç; Ensar olmak gündemimize yeniden girmişti. Şimdi yeniden bir kez daha ve daha farklı; daha akraba; canlı ve daha yakın; bir şekilde depremle birlikte gündemimizde; Ensar Olmak.
Ensar olmak sıradan bir olay değil. Bir sınav kâğıdı. Bir test. Bir denenme hali. Turnusol kâğıdı; Ensar olmak! İmani bir eylem Ensar olmak. İslami bir eylem Ensar olmak. Varlık nedeni insanın Ensar olmak. Kim olursa olsun mazlumun kimliğini sormamak; Ensar olmak.
Ensâr kelimesi, “yardım etmek” anlamına gelir.İslami literatürde; Mekke’denMedine’ye gelen/Hicret eden Hz. Peygamber’i ve arkadaşlarını (muhacirler) yurtlarında barındırmak ve korumak suretiyle onlara yardımda bulunan, Medineli Müslümanlarla kullanıma girmiştir. Bu isim ilk defa Kur’an-ı Kerîm’de unvan olarak yer almıştır. Ayetlerde Allah’ın onlardan razı oldukları anlatılmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber’e ve muhacirlere yaptıkları hizmetler, gösterdikleri fedakârlıklar belirtilerek kendileri övülmüştür; Allah tarafından övülmüştür.
Medineli Müslümanlara Ensar unvanını Allah verdi. Akabe biatlarında verdikleri söz ve sonrasında ki eylemleri onları hiç kimsenin ulaşamayacağı bir konuma yükseltti. O söz; Hz. Muhammed’i canlarını, mallarını ve ailelerini korudukları gibi koruyacaklarına, kendisine itaat edeceklerine ve her türlü yardımı yapacaklarına, hiç kimseden çekinmeden hak yolda yürüyeceklerine dair ant içmeleriydi.
Ensar yalnızca söz değil sözle birlikte eylemdi. Ensar kuru kuruya yardım sözünden ibaret değildi. Bu eyleme Arapçauhuvve kökünden türeyen muahat denilmektedir. Muahat sözlükte “biriyle kardeş olmak, birini kardeş edinmek” anlamına gelmektedir. Hz. Peygamber Medine’de; Medineli (Ensar) ve Mekkeli (muhacirlerden) bazılarını birbirleriyle kardeş ilân etmesinin sonucu; Medineli müminler, hiç zorsunmadan ve çıkar gözetmeden; Mekke’de bırakıp gelen muhacirlere psikolojik, maddi ve manevi destekleri; Mekkeli Müslümanları öz kardeşleri gibi kabul etmeleri;sahip oldukları her imkânı onlarla paylaşma istekleri;öyle ki muhacirleri kendi hurmalıklarına ve evlerine ortak etmek istemeleri; onlara Ensar unvanını kazandırmıştı. Ensar derecesine ulaştırmıştı.
Mekke’de inen ayetlerin ruhu Medine’de inen ayetlerin ise hukuku; Ensar’dır. Yani kardeşçe yardım etmekten oluşur. Yardımlaşma ruhundan ve hukukundan uzak olan kimselerin; Hz. Peygamberin tanımladığı Müslümanlardan olduklarını söylemek mümkün değildir.
Şimdi; özelde Türkiye genelde ise ümmet bir deprem gerçeğiyle karşı karşıyadır. Bir sınavı var Müslümanların/ümmetin. Ümmetin imtihan sorusu depremde görev ve sorumluluklarımız nelerdir? Şimdi sınav kâğıdının sonuçları önemlidir. Cevaplar Ensar ise O’na (sav) arkadaş olmaktır.
Değilse…