Kitapların insan üzerindeki etkisi tartışılamaz. Hele 8 ile 18 yaş arası daha da etkindir kitaplar okuyucuları üzerinde. Nasihat ve tavsiye (advice and suggestion) kabul etmeyen bir nesil için; nötr konumunda olan kitap ve sosyal medyanın muhatapları üzerinde ki yönlendiriciliği daha da yüksektir. Post-modernizim tanrıya dokunmaya izin verir ama insana ve özellikle hayvanlara dokunmaya izin vermez. […]
Kitapların insan üzerindeki etkisi tartışılamaz. Hele 8 ile 18 yaş arası daha da etkindir kitaplar okuyucuları üzerinde. Nasihat ve tavsiye (advice and suggestion) kabul etmeyen bir nesil için; nötr konumunda olan kitap ve sosyal medyanın muhatapları üzerinde ki yönlendiriciliği daha da yüksektir. Post-modernizim tanrıya dokunmaya izin verir ama insana ve özellikle hayvanlara dokunmaya izin vermez. Vahyin rolünü üstlenmiştir iletişim. Daha çok insanın savunmasız alanına hitap eden araçları; şerefli olma vasfından uzaklaştırır insanı. Bu anlamda bireyin yaşı kaç olursa olsun; korunmaya muhtaçtır. Özellikle de aklın yanında ruhu ve kalbi. Öyleyse insanın karanlıkları olmamalıdır kitaplar. Karanlıklara ışık saçan kandiller olmalıdır. Bu anlamda her kutsal kitap bir kitaptır. Ama her kitap kutsal değildir. Kutsallık içermez. Kutsal kitapa dokunulamaz ama kutsal olmayana dokunabilinir. Din, tarih, ahlak, gelenek ve insani değerlere aykırı olan kitaplara dokunulmalıdır. Insan onurunun korunması adına dokunulmalıdır.
Her yazılan kitap okumaya değmez. Ya da bazı kitaplar veya sayfaları ahlaki açıdan sansüre tabi tutulmalıdır. Denilebilir. Tabi ki evet. “Britanya’da klasik ve çağdaş edebiyatın daha geniş çaplı kültür savaşlarına karışmasıyla, halk kütüphanesi koleksiyonlarındaki ve üniversite okuma listelerindeki kitapların sansürlenmesi talep ediliyor. Edebiyatın savunulması her zaman zor olan geçerliliği, artık şaşırtıcı anlam nüansları kazanıyor. Hamlet, Romeo ve Juliet ve Macbeth, Florida’daki eğitim hedefleri kapsamında “müstehcen” denen cinsel sahnelerinden arındırılacak. En büyük oyun yazarımızı ve diğer klasik edebiyat eserlerini sansürlemeye yönelik….” yukarıdaki bu tespitler bana ait değil. Oxford Üniversitesi’ne bağlı St. Anne’sCollege’daEmeritus Profesörü KathrynSutherland’a ait.
Türkiye’de sivil toplum kuruluşları bu konuda nitelikli bir çalışma ortaya koymalıdırlar. Ve ilgili bakanlıklar harekete geçirmelidir. Ahlak, tarih, din ve aile adına kütüphanelerde bulunan kitaplar incelenmeye alınmalıdır. Özel kütüphaneler, okul ve üniversite kütüphaneleri başta olmak üzere, yerel ve merkezi idareye ait tüm kütüphaneler gözden geçirilmelidir. Aile ve neslin korunmasının bir milli güvenlik sorunu olarak kabul edildiği bu zaman diliminde vakit geçirilmeden gereken yapılmalıdır.
İnsan kalbi kutsaldır. Ve onun kirletilmesine izin verilmemelidir.