Bir toplumu ayakta tutup onu yok olup gitmekten kurtaran toplumun kültür hayatıdır. Dili, dini, örfü, aile ilişkileri, giyim kuşamı, beslenme biçimi ve bunun gibi tüm değerler kültür hayatımızın birer parçası olup bizi biz yapan değerlerimizdir.
Bizim ülkemiz kıtalar, denizler, iklimler, ana ulaşım yolları üzerinde yer alan paha biçilmez bir ülke olup tarih boyunca sahip olmak isteyeni çok olmuş bir ülkedir, öyle olmaya da devam etmektedir.
Bu sebeple yüzyıllar boyunca birçok toplumun geçiş alanı,uğrak yeri ve yerleşme alanı olmuştur. Birçok güçlü devlet ve imparatorluğa da ev sahipliği yapan bir toprak parçasıdır ülkemiz. Binbir fedakarlıkla elde edip vatan yaptığımız ülkemiz zorluk, sıkıntı ve katliamlar yaşayan birçok topluma da kucak açmış, sığınak olmuş olmaya da devam eden korunması zor ve masraflı muhacirler ülkesidir de.
Bizlerin Anadolu’yu alıp vatan yapması sonucu Anadolu’da kurduğumuz Osmanlı Devleti döneminde hinterlandımızda ve gönül coğrafyamızda bulunan birçok insan topluluğu çektikleri sıkıntıdan kurtulmak için ülkemize gelerek sığınmışlar ve bizim gibi bu ülkeyi vatan yapıp yerleşmişlerdir.
Kırım Tatarları, Kafkas Çerkezleri, Çeçenleri ve Nogaylar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Doğu Türkistan, Uygur Türkleri, Afganlar, Bulgaristan ve diğer Balkan ülkelerinden gelenlerle Irak, Suriye, Kuzey Afrika’dan gelenler bunların bazılarıdır.
Ülkemize gelen bu insanlar kültürleri ile birlikte gelmişler bizi koruyucu bilerek bize sığınmışlar, bizim koruma güvencemiz altında kültürleri ile güven içinde yaşama tutunma gayreti içinde olmuşlardır.
Zaman içinde nesiller boyunca yerli insanımızla birlikte yaşayan bu insanlar muhacirler bir yandan devlet kurumlarının desteği diğer yandan sivil toplum kurumlarının çaba ve destekleri ile yerli insanlarla karışıp kaynaşmışlar, kültürlerini kültürümüze katarak, kız alıp kız vererek birlikte yaşama, sevinçleri kederleri birlikte paylaşarak zorlukları, sıkıntıları birlikte aşmanın yollarını bulmuşlardır.
Zaten millet olmanın birlik olmanın hep birlikte vatana sahip çıkan vatandaşlar olmanın yolu da buradan geçiyor sanırım. Dikkat edersek yüzyıllar boyunca ülkemize gelen bizler olmak üzere hiçbir muhacir topluluğu ülkemizi terk etmedi hepsi bizim gibi kültürü ile geldi bizlerle karışıp kaynaştı. Ülkemizin keder ve sevincine bizimle birlikte destek oldu, birlikte yaşar olduk olmaya da devam ediyoruz.
Bu ortamın oluşmasında devletin çaba ve gayretlerinin yanında vakıflarımızın,hayır kurumlarımızın, kanaat önderlerimizin, ulemamızın hayırsever gönlüAllah için kuluna hizmet aşkı ile dolu hayırsever, saygıdeğer Anadolu insanımızın çaba, gayret ve destekleri asla unutulamaz, yok sayılamaz.
Ülkemizde yaşayan Türk’te, Kürt’te, Arap’ta,Çerkez’de, Tatar’da, Arnavut’ta,Uygur’da, Ermeni de Süryani’de,Ezidi ve ismini sayamadığımız tüm insanlar kültürleri, dilleri, dinleri, ananeleri ile bu vatanın parçalarıdır ve olmaya da devam edeceklerdir. Bize düşen görev devlet, millet, sivil toplum ve halk olarak farklı kültürleri ile bunları zenginliğimiz sayıp sahip çıkmak gelecek hayallerimize bunları ortak edebilmektir.
Tüm zenginliklerimizle birlikte hakkın, hukukun, adaletin, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu müreffeh bir Türkiye hayaliyle
Selamlar sevgiler