Muasır (çağdaş) medeniyetin başlangıcı 5 Mayıs1789. Aynı zamanda küresel kaos tarihidir. Batı felsefesi Fransız ihtilali üzerinden yeryüzüne yayılmıştır. Akla ziyan ve insani olmayan felsefe ve sosyolojiyi doğurmuştur. Siyonizm, Ateizm, Deizm, Agnostisizm, Anarşizm,Nihilizm, Marksizm, Komünizm, Faşizm, Kapitalizm, Kolonyalizm, Modernizm, Makyavelizm, Alkolizm, Feminizm, Mistisizm, Hümanizm, Septisizm, Pragmatizm, Mazoşizm, Hedonizm, LGBT, Homeless, Poorness; bunlardan bazısıdır. Cemil Meriç’e göre […]
Muasır (çağdaş) medeniyetin başlangıcı 5 Mayıs1789. Aynı zamanda küresel kaos tarihidir. Batı felsefesi Fransız ihtilali üzerinden yeryüzüne yayılmıştır. Akla ziyan ve insani olmayan felsefe ve sosyolojiyi doğurmuştur. Siyonizm, Ateizm, Deizm, Agnostisizm, Anarşizm,Nihilizm, Marksizm, Komünizm, Faşizm, Kapitalizm, Kolonyalizm, Modernizm, Makyavelizm, Alkolizm, Feminizm, Mistisizm, Hümanizm, Septisizm, Pragmatizm, Mazoşizm, Hedonizm, LGBT, Homeless, Poorness; bunlardan bazısıdır.
Cemil Meriç’e göre “izm’ler idraklerimize giydirilen deli gömlekleridir.” Bu çerçevede batının “izm”ler doğurganlığı, kozmosu kaosa dönüştürmüştür. İzmlerin ortak bir noktası vardır: ahlaktan, merhametten, şefkatten ve adaletten soyutlanmış insan ve toplum inşasıdır. Düzen ve intizamdan uzak ilkeleri olmayan bireylerine deli gömleği giydirilen bir toplumun oluşmasına ve kozmosu kaosa dönüştürmesidir.
Fransız devrimi öncelikle kendi çocuklarını yedi. Devrimin karanlık yüzünde, Fransa’da 170 bine yakın insan idam edildi veya iç savaş ve çatışmalarda öldürüldü. 1792’de başlayan ve 1815’te biten devrim sonrasın da 5 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Artık kaos küreselleşecekti. Devrimin parolası/sloganları “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” ti ancak insanlık özgürlük, eşitlik ve kardeşliği hiçbir zaman bulamadı. Çünkü bunlar slogandı, slogan olarak kaldı.
Fransa’nın katil/kaos felsefesi milyonlarca insanın kan ve göz yaşına sebep olmuştur. O kadar korkunç ki cümleler onu açıklamaktan aciz kalır. 1917’de Fransa, Çad’da ülkenin her yerinden İslam âlimini “konferans” bahanesiyle, Çad’ın Abeşe şehrine davet etti. Konferansa gelen 400 İslam âlimi orada vahşice katletti.YineCezayir’in bağımsızlık mücadelesinde Fransa, 1,5 milyon Cezayirli Müslümanı katletti. O sırada Cezayir nüfusu 8-10 milyon civarındaydı. Yani Fransa ülke nüfusunun % 15’ini yok etti.
ABD’nin kurucusu ve ilk Başkanı George Washington, yerlileri vahşi hayvanlara benzeterek, “Bu vahşi hayvanların (Kızılderilileri kastediyor) tamamen imha edilmesi gerekiyor” diyordu. Sonuçta da öyle oldu.ABD, resmi olarak 4 Temmuz 1776 tarihinde Kızılderililerin kanları üstüne kurulmuştur. Her Kızılderili’nin öldürülmesi için resmi olarak 5 dolar ödeyen ABD toplamda 70 Milyon Kızılderili’yi katletti. O dönemde dünya nüfusunun 5’te birini Kızılderililer oluştururken bugün yok denecek kadar azlar. 70 milyon Kızılderili’yi katlederek vatanlarını gasp eden ABD, torunlarına halen ikinci sınıf insan muamelesi yaptığı 15 milyon Afrikalıyı köleleştirdi.ABD tarihinin bir diğer soykırımı Hiroşima ve Nagazaki saldırılarıdır. 1945 senesinde bu bölgelere atılan atom bombası sebebiyle 350 bin kişi öldü ve bir o kadar kişi de engelli kaldı.
İngiltere;Kolları ve bacakları kesilen binlerce İskoçyalı, acımasızca öldürülen İrlandalılar, gözünün yaşına bakılmadan katledilen 25 milyon Hintli, hastalıklara maruz bırakılarak yüzde doksanı yok edilen Aborjin halkı, ölüme terk edilen 300 bin Kenyalı, ayrıca Hicaz-Yemen Cephesi’nde 1918 yılında esir düşen Osmanlı askerlerine karşı Seydibeşir Kampı’nda İngilizler tarafından gerçekleştirilen korkunç olay; içine bol miktarda krizol maddesi eklenmiş su dolu kazanlara mikrop kırma bahanesiyle sokulan 15.000 Osmanlı askeri kör edilmiştir.
Belçika; Kongo’yu sömürgeleştirdiği 1890-1905 arasında, 10 milyon insan öldürdü. Köle olmak istemeyen çocukların elleri ve ayaklarını kestiler. Belçika askerleri kendi aralarındaki kesilmiş çocuk eli koleksiyonu yapıyordu. 20 milyon olan Kongo nüfusu 8 milyona kadar düşmüştü.
Haçlı ordularının Boşnak Müslümanlara soykırım uygulaması: Sırp katiller, Srebrenitsa’da 8.372 Boşnak Müslümanı şehid ettiler. Sırplar, kimlikleri tespit edilmesin diye cesetleri parçalayarak 64 ayrı toplu mezara gömdüler.
Yahudilere gelince, ABD’nin, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya; Ukrayna ve Yunanistan ki hepsi batı medeniyetinin temsilcilerinin destekledikleri İsrail Savunma Bakanı YoavGallant’ın, Filistinlileri kast ederek “İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz” sözleri ile ahlaki ve hukuki kuralları hiçe sayarak, savaş hukukunu çiğneyerek soykırım ortaya koyacaklarını dünyaya ilan etmiştir. İsrail 100 yıllık süre içerisinde Filistin’de Sabra ve Şatilla’da, Cenin’de Gazze’de,Lübnan’da binlerce sivili katletti. Soykırım yaptı.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana sürdürdüğü saldırılarda Gazze Şeridi’nde 2 bin 913’ü çocuk, 1709’u kadın ve 397’si yaşlı olmak üzere 7 bin 28 kişiyi öldürdü, 18 bin 484 kişi de yaralandı.Gazzebir aya yakın her gün en ağır bombardıman edilmektedir. Elektrik ve su kesilip, hastaneler, okullar ibadet alanları bombalanıp, gıda ve sağlık malzemeleri başta olmak üzere yardımların Gazze’ye girişi engellenmektedir.
Muasır medeniyetin temsilcileri başta Yahudilerin Siyonist örgütlenmeleri olan İsrail, ABD, İngiltere ve diğer batı ülkeleridir. Ve Muasır medeniyet mensupları katil sürüleridir. Bunun böyle olduğunu tarih sayfaları da söylüyor. İslam medeniyeti mensuplarının yani Müslümanların Muasır medeniyet seviyesine ulaşmak diye bir hedefi olamaz.
Onların yaldızlı sözleri “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” değil “ölüm, kölelik ve düşmanlıktır.”İnsanlık karnesinde; Muasır Medeniyet sınıfta kaldı.
Müslümanların muhtaç olduğu kudret; iman ve İslam’larında mevcuttur.