Geçen günlerde Bitlis’in Tatvan ilçesinde meydana gelen bir olay medyaya yansıdı. Bitlis Gazeteciler Cemiyeti başkanı olan şahıs diş tedavisinden çıkışta Tatvan belediye başkanının yakın koruması olan bir emniyet mensubu tarafından aniden yolu kesilerek darp edilmeye başlıyor. Darp etme olayı uzun süre devam ediyor, olayı gören çevre sakinleri müdahil olmak isteyince korumanın arkadaşı başka bir güvenlik […]
Geçen günlerde Bitlis’in Tatvan ilçesinde meydana gelen bir olay medyaya yansıdı.
Bitlis Gazeteciler Cemiyeti başkanı olan şahıs diş tedavisinden çıkışta Tatvan belediye başkanının yakın koruması olan bir emniyet mensubu tarafından aniden yolu kesilerek darp edilmeye başlıyor. Darp etme olayı uzun süre devam ediyor, olayı gören çevre sakinleri müdahil olmak isteyince korumanın arkadaşı başka bir güvenlik görevlisi silahını çekerek vatandaşlara engel oluyor. Olay yerinde dakikalarca bekleyerek gazetecinin koruma tarafından evire çevire darp edilmesine seyirci oluyor.
Vatandaşın canını korumak için devletin üniforma verip maaşa bağladığı iki güvenlik görevlisi bunlar. Biri koruyacağı vatandaşı evire çevire darp ediyor diğeri onun bu işi rahat yapması, kimsenin onun işine engel olmaması için silahını çekerek koruma görevi yapıyor. Vay anam vay ne devlet memuru sorumluluğu. Bu insanlar devletten tıkır tıkır maaş alırken yapıyorlar bu işi. Olay sosyal medyaya yansıdığına göre mutlaka bu memurlar yaptıklarının hesabını vermeliler. Devletin denetçileri ve sivil kurumlar da olayın takipçisi olmalılar.
Diğer bir olay geçen pazar günü Kütahya ilinde üniversite sınavı sırasında yaşanan bir olay.
Bir vatandaş başında takke olduğu için sınava alınmıyor. Kılık kıyafetin müsait değil diye sınava girmesi engellenerek eğitim hakkı engelleniyor. Vatandaş ben her zaman böyle giyiniyorum, takke ile daha önce de sınavlara girdim dese de ilgili görevliye bir türlü söz dinletemiyor ve sınava da giremiyor.
Emniyette görevli memurların görevi vatandaşın canını, malını korumaktır. Bunun için sınava girip görev alırlar ve rızıklarını da bu görev karşılığı aldıkları maaşla kazanırlar. Görevleri asla ne sebeple olursa olsun koruması gereken vatandaşı darp etmek ve darp etmeye seyirci olup yardıma gelenleri de engellemek olamaz. Devletin kanunları ve uygulamaları böyle der. Vatandaş suç işlemişse polis memuru onu emniyet ve adalete teslim etmekle yükümlüdür. Ayrıca hiçbir emniyet mensubunun nefsi davranma, intikam alma, cezayı kendi kesme görevi de yoktur, olamaz.
Kütahya’daki olaya gelince biz sınavlarda kılık kıyafet yasağı uygulamasını 28 Şubat döneminde gördük ve çok sıkıntılar yaşamıştık. Millet olarak 2000’li yıllardan sonra çıkarılan yasalarla bu garabetin kalktığını biliyorduk ama! Demek ki kafası gerilerde kalmış, devlette benim kural da benim, burada benim hükmüm geçer, borum öter diyen garip mi garip kamu görevlileri halen var ve görevdeler. Ne edip etmeli devlet, içinde yaşamaya devam eden ayrık otları olan ve devletten de tıkır tıkır maaş alan kural,nizam,hak, hukuk tanımaz bu zorba kamu görevlilerinden kendini ve vatandaşını kurtarmalıdır.
Merak ediyorum kural nizam tanımaz, vatandaşa zorluk çıkarıp eziyet etmeyi, darp etmeyi meslek edinen bu görevlileri kim nereden buldu, bunlar kime hizmet ediyorlar.
Tüm ülkede ve tüm devlet kurumlarında başlatılacak denetim seferberliği ile hem hasbelkader memur olabilmiş kural ve insanlıktan nasipsiz kalmış bu yanlış kafalılar tespit edilip adalet önüne çıkarılarak devlete ve vatandaşa daha fazla zarar vermesinin önüne geçilmiş olur. Hem de devletin kabile değil hukuk devleti olduğu, vatandaşını korumaya muktedir olduğu ortaya konmuş olur. Zaten vatandaşın da beklentisi budur.
Selam ve dua ile