Bazen olgu ve olaylara duygusal mı yaklaşıyorum diye kendime soruyorum. Elbette insan duygudan soyutlanamaz. Gerçeklerden soyutlanamadığı gibi. Ancak duygusallığın oranı da önemlidir. Bir insanın dindarlığı ya da inancına sahip çıkma nedenleri önemlidir. Bu nedenlerden biri; kalbi, akli ve inançsal olması, diğer nedeni ise tepkisel olmasıdır. Tepkisel olması çevrenin insanı olumlu olumsuz etkilemesi sonucu gelişir. Yani […]
Bazen olgu ve olaylara duygusal mı yaklaşıyorum diye kendime soruyorum. Elbette insan duygudan soyutlanamaz. Gerçeklerden soyutlanamadığı gibi. Ancak duygusallığın oranı da önemlidir.
Bir insanın dindarlığı ya da inancına sahip çıkma nedenleri önemlidir. Bu nedenlerden biri; kalbi, akli ve inançsal olması, diğer nedeni ise tepkisel olmasıdır. Tepkisel olması çevrenin insanı olumlu olumsuz etkilemesi sonucu gelişir. Yani bir müdahale sonucu gelişir.
Ancak din insandan tepkisel değil inançsal/imanibir dindarlık/Müslümanlık ister. Başkalarının İslam’a veya kendimize olan düşmanlığı, kini, saldırganlığı ve günahı insanın dini duyarlılığının ölçüsü olmamalıdır. Asli kaynaktan ve inançtan (Kur’an ve sünnet) beslenen bir Müslümanlık; çevreden beslenen bir dindarlık değil. Tepkisel olan dindarlık doğru olamayacağı gibi süreklide olmayacaktır.
Küçük bir örnek üzerinden sorgulayacak olursak; 28 Şubat sürecinde birçok insanın islami duruşu vardı. Evlerinde çoğunluğunu İslami kitapların oluşturduğu kitaplıkları vardı. Üstelik misafir odalarında. Evlerinin oda duvarlarını başta kelime-i şehadet olmak üzere ayet ve hadisleri içeren; panolar ve tablolar süslemekteydi.
28 Şubat’tan 10 yıl sonra söylemleri ve duruşları görünmez oldu. Oda duvarlarını; börtü, böcek, kuş ve manzara pano ve tabloları süslemeye başladı. Evlerde kitaplıkların yerini ise vitrinler aldı. Hâlbuki duvarlarda bulunan ayet ve hadisler aynı zamanda bir davet ve tebliğ/uyarı aracıydı.
İnandığını söyleyen bir kadın/erkek kendini öz eleştiriye tabi tutmalıdır. Müslümanlığı/dindarlığı veya davranışları dönemsel midir?
Şartlara göre midir?
Yani tepkisel midir?
Yoksa imani ve çağlar üstü küresel midir?