Sudan’da 15 Nisan’dan bu yana paramiliter güç Hızlı Destek Kuvvetleri ordu arasında çatışmalar devam ediyor. Çatışmalarda 1000’e yakın kişinin hayatını kaybettiği, 4 bine yakın kişinin yaralandığı gelen bilgiler arasında. Sudan önemi bir ülke. Çok önemli bir coğrafi konuma sahip. Geçmişte İslam Cumhuriyeti olma yolunda adımlar atmış ve bu nedenle; başta ABD ve İsrail olmak üzere […]
Sudan’da 15 Nisan’dan bu yana paramiliter güç Hızlı Destek Kuvvetleri ordu arasında çatışmalar devam ediyor. Çatışmalarda 1000’e yakın kişinin hayatını kaybettiği, 4 bine yakın kişinin yaralandığı gelen bilgiler arasında. Sudan önemi bir ülke. Çok önemli bir coğrafi konuma sahip. Geçmişte İslam Cumhuriyeti olma yolunda adımlar atmış ve bu nedenle; başta ABD ve İsrail olmak üzere birçok emperyalist ülke harekete geçmişti. Ambargolar ile yüz yüze gelmişti.
Yoksulluk, darbeler, iç savaş ve dış müdahaleler sanki bir kader gibi! Hayır! Kader olamaz olmamalı. Müslümanların yaşadığı bölgelerde ya da İslam coğrafyalarında; barış ve esenlik güneşi ne zaman doğacak? Yoksulluk ve iç kargaşalar ne zaman son bulacak? Emperyalist işgalci güçler ne zaman İslam topraklarını terk edecek? Kendine yeten, bilgi ve adalet toplumu haline ne zaman gelecek?
Hâlbuki yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ve nüfus/genç nüfus açısından İslam coğrafyası dünyanın en zengin konumuna sahip. Öyleyse Müslümanların bir açmazı var! Mazeret bulmadan ve dış güçler komplolarına sarılmadan; var olan açmazın üstesinden gelmek zorunda Müslümanlar.
Makalemin konusu çözüm ve öneri sunmak değil. Bir hatırlatma ya da iç geçirmedir maksadım. Ancak şunun altını çizmek için makaleyi kaleme aldım. İşgalci ve terörist İsrail her yıl ramazan ayında Filistin’de katliam yapar. Kudüs halkına hayatı zehir eder. Kanlı postallarıyla Mescidi Aksaya girer. Bu zalim ve terörist saldırıya; İslam dünyası kınama mesajı yayınlar ve sokak gösterileri olur. Ve Ramazan ayında, en kutsal günlerimizde bu da yapılır mı? Diye.
Hani İsrail’in genlerinde vardır; öldürmek ve sürmek. Ama Müslümanlara ne oluyor? Yani Sudan! Kutsalımız ramazan ayının, üstelik kadir gecesinin arandığı son günlerinde; kardeşkanı dökmek ve öldürmek. Adam öldürmenin büyük günah sayıldığı bir dinin mensuplarının birbirlerini öldürmeleri nasıl açıklanacaktır.
İsrail’e karşı seslerini yükseltenler Sudan’a/kendimize karşı susma orucumu tutmaktadırlar. Bir özeleştiri ve durum tespiti yapılmalı değil miydi? Bir çözüm ve önerimiz yok mu?
İşletme körlüğü mü?