VE YILBAŞI

Miladi yılbaşının kutlanmadığı bir ülke var mıdır bilmiyorum. Batı ve Batı ülkelerinin kontrolünde olan tüm ülkelerde yılbaşı etkinlikleri yapılmaktadır. Bazı ülkelerde bir gün bazılarında ise haftalarca tatil ilan edilerek kutlamalar yapılmaktadır. Türkiye’de ilk olarak 1936 yılında yılbaşı resmi tatil ilan edildi. O günden bugüne devlet adamlarının öncülüğünde kutlanmaktadır. Kutlanması için devletin tüm imkânları seferber edilmektedir. […]

Yayınlama: 26.12.2022
A+
A-

Miladi yılbaşının kutlanmadığı bir ülke var mıdır bilmiyorum. Batı ve Batı ülkelerinin kontrolünde olan tüm ülkelerde yılbaşı etkinlikleri yapılmaktadır. Bazı ülkelerde bir gün bazılarında ise haftalarca tatil ilan edilerek kutlamalar yapılmaktadır.

Türkiye’de ilk olarak 1936 yılında yılbaşı resmi tatil ilan edildi. O günden bugüne devlet adamlarının öncülüğünde kutlanmaktadır. Kutlanması için devletin tüm imkânları seferber edilmektedir. Uzun bir zaman geniş halk kitleleri, bu kutlamalara günah gerekçesi ile katılmamıştır.  Ancak 87 yılın sonunda kutlamayan ya da miladi yılbaşını dikkate almayan kitlelerin olduğunu söylemek pek mümkün değildir.

Her yıl Aralık ayının sonunda Cuma hutbeleri üstü örtük yılbaşı ve felsefesine ayrılır. Ve artık ezberlediğimiz “Men teşebbebigavmin fe hüve minhüm / kim bir millete/kavme benzerse o da onlardandır” hadisi hutbelerde okunur. Ancak benzemenin benzeşmenin nasıl olduğu belirtilmez. Her dinleyici anlar ya da anlamaz kendisine bırakılır. Belki de yasak savma kabilinden bir hutbe. Hâlbuki ki 1 Ocak günün tatil edilmesi başlı başına bir benzemedir.

Yaşanılan zaman diliminde, benzeşme nedir? Benzenilen kavim millet hangisidir? Benzeme yalnızca elbisede midir? Saç sitilinde midir? Ahlaki mi? Ekonomik mi? Kültürde mi? Hukukta mı? Yoksa hayat tasavvurunda mı? Benzeme ne yani?

Benzetme, zayıf olan bir varlığı güçlü kabul edilen bir varlığa herhangi bir yönüyle benzetilmesidir. Benzetmenin ögeleri vardır; benzeyen, benzetilen, benzetme yönü.

Türkiye’de benzeşmeler devlet eliyle gerçekleştirilmiştir. Ve yasalaştırılarak kanun adına halk onları kabul etmiştir/etmek zorunda kalmıştır.Hilafetin kaldırılması; Laikliğin anayasaya girmesi; Şapka ve kıyafet devrimi; takvim ve saatin, yeni rakamların kabulü; Ölçülerde değişiklik; Harf devrimi;Şeriyye ( şeriat) Mahkemelerinin kapatılması; Mecellenin (İslam Hukukunun) kaldırılması; Öşür’ün kaldırılması; Karma eğitim; Alkol üretimi ve tüketimi; Faizin yasal hale gelmesi; Kamusal alanların yatak odası haline getirilmesi ve diğerleri…Adaletsizlik ve rüşvetin varlığı benzemek değil midir?

Ve yılbaşında; o gün benzemenin haram olduğu, kurban kesme ve neol kutlamaları, Nasrettin Hoca ve Neol karşılaştırmaları gibi sosyal medyada bolca akış görülecektir. Hâlbuki yılbaşı kutlamaları bir sonuçtur. Sebebin üzerinde durulmalı değil midir? Sebeplerin içselleştirildiği, yaşam tarzı haline geldiği ve tartışılmadığı bir toplumda sonuçları konuşmak veya gündeme getirmek; nasıl bir haldir? Nasıl bir incinme/travmadır? 

Yıllar önce yazdığım bir makalem “Yılbaşı Tatil Olmaktan Çıkarılsın”

Başlığı ile yayımlanmıştı. Niçin? En uzun yolculuklar bir adımla başlar da, onun için!

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.