ŞAKA GİBİ!

Bir hafta önce geldiklerinde; şen- şakrak, kavuşma mutluluğu sevinç gözyaşlarına dönüyordu. Tekrar tekrar sarılmalar, espriler, şakalar, anıları tazelemeler… Sokağa fırlayan çocukların coşkulu sevinçleri, oynamaları, bisiklet sürmeleri… Farkında olmadan birinci, ikinci, üçüncü derken, günler hızla tükeniyor, zaman azalıyordu. Her gün cümbür cemaat, piknikler, gezmeler, yemeler, içmeler, gece yarılarına kadar kahkaha atmalar… Aa,o da ne! Sabah erkenden […]

Yayınlama: 23.07.2021
A+
A-

Bir hafta önce geldiklerinde; şen- şakrak, kavuşma mutluluğu sevinç gözyaşlarına dönüyordu.

Tekrar tekrar sarılmalar, espriler, şakalar, anıları tazelemeler… Sokağa fırlayan çocukların coşkulu sevinçleri, oynamaları, bisiklet sürmeleri…

Farkında olmadan birinci, ikinci, üçüncü derken, günler hızla tükeniyor, zaman azalıyordu.

Her gün cümbür cemaat, piknikler, gezmeler, yemeler, içmeler, gece yarılarına kadar kahkaha atmalar…

Aa,o da ne! Sabah erkenden bir telaş, bir gürültü… Ses tonlarında sevinç, mutluluk, coşkudan eser yok. Daha bir telaş, eksik eşya bırakmadan arabaya yükleme çabası, çocukların anne diyerek uykusuz vızıltılı ses tonları ortam havasını yansıtıyordu.

Öyle ya, bir hafta önce, kavuşma heyecanı ve hayali ile yollar bitmek bilmemiş, adeta arabanın uçak olup tez vakit uçmasını  istemişlerdi.

Bitti, tükendi, cicim günleri nihayet buldu, coşku sarhoşluğundan uyanıldı. İşte gerçekler ortada ve yüzleşildi.

 Ayrılık, uzak kalmak, sıkıcı iş ortamı, kalabalık trafik çilesi karşılaşılan ve karşılaşılacak olan gerçeklerdi.

Asıl mesele: İlelebed sürecek sanılan mutlu günlere tamamen kapılmak, derine dalmak, girdaba kapılmak… Kontrollü dalış, geleceklere hazırlıklı olmak, karanın karşıda olduğunun farkında olarak dalış yapmak en isabetli olanı olacaktır.

Zamanın ani tükenmesi,mutlu anların birden kesilmesi şok etkisi yapacak, ani yıkımlar yapacaktır.

Eğer eskilerin tabiri ile, tedrici olarak, yani yavaş yavaş, aşama aşama, alışa alışa ortam,mekan, içinde bulunulan halet-i ruhiye değişikliğine gidilse, şok dalgası bu kadar etkili olamayacak, sallamayacak, yıkamayacaktır.

Hayatın içerisindeki bu kesitler; bir ömrün geçtiği dünya hayatının birer proto-tipleridir.

Koca bir süreç sandığımız dünya hayatı da böyle değil mi? Bir telaşa içerisinde beklentilerle, hedeflerle, acı- tatlı yaşayarak bitmiyor mu? Bir anda biten koca bir ömrün son basamağına adım atmıyor muyuz?

“Dönülmez akşamın ufkunda, vakit çok geç” olmuyor mu?

“Bir rüya gibi, bir masal gibi, en güzel çağımız eriyip gitmiyor mu?

Sonra da” Maziye bir bakıver neler neler bıraktık” hayıflanmalarının kahredici özlemi, hasreti, pişmanlığı yürekleri dağlamıyor mu?

Her bir andan, her bir olaydan, vaziyetten ibret almak, akıllı davranmak, gerçekleri kabul ederek hiç akıldan çıkarmamak en kârlı olan iştir.

 Geldik ki, yaşayıp tekrar gideceğiz bu alemden. Gittiğimizde, bu handa konaklarken yaptıklarımızdan hesap vereceğiz.

 Onun için, muhasebe defterinin kâr hanesine bol artılar yerleştirmeye gayret edelim.

 Şu kısacık hayatta,  sonsuza dek sürecek bir hayatın yatırımını yapalım.

  Elbette gülelim, eğlenelim, mutlu olalım; sonsuzluk hissine kapılmadan, uzun dünya emellerini elde etmek için her şeyimizi harcamadan…

 Bir anda bir şaka gibi anlamadan geçecek bir hayatın aldatmasına kanmadan…

  Ne mutlu dengeyi koruyabilene! Ne mutlu pişman olmadan bu hayatı tamamlayabilenlere!

 Ne acı bir durum ağlayarak gidenler için!

 Hayat çok kısa, şaka gibi.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.