BAHAR DA YOLCU, SONBAHAR DA, SEN DE!

 Önce çiçeklerin açmasını, suların coşmasını, Sonra dalların yapraklarla sarılmasını bekledik. Kırda kuzuların melemesini, çocukların koşmasını, Bulutlardan  süzülecek güneşi seyretmeyi düşledik.    Gün geldi, çiçek  yaprak oldu,güneş damlayla buluştu, O da ne ! Kısacık ömrü olan mevsim uçup kayboldu. Sıcak vurdu yüze, yol bulan gölgeye koştu, Çiğdem, nevruz narindi, papatya bile soldu.   Oysa, bu mevsimi […]

Yayınlama: 16.10.2021
A+
A-

 Önce çiçeklerin açmasını, suların coşmasını,

Sonra dalların yapraklarla sarılmasını bekledik.

Kırda kuzuların melemesini, çocukların koşmasını,

Bulutlardan  süzülecek güneşi seyretmeyi düşledik.

 

 Gün geldi, çiçek  yaprak oldu,güneş damlayla buluştu,

O da ne ! Kısacık ömrü olan mevsim uçup kayboldu.

Sıcak vurdu yüze, yol bulan gölgeye koştu,

Çiğdem, nevruz narindi, papatya bile soldu.

 

Oysa, bu mevsimi beklemek; aşkını bekler gibi  bir sevdaydı,

Ruh tazelenecek, ufuk açılacak, sevgi hazinesi dolacaktı.

Yolcuymuş meğer gelen,  bir şerit gibi geçip kaydı,

Hayaller yüksekti, heyecan vardı, birlikte ne güzel olacaktı!

 

 Düşlerde yaşayacak bundan böyle, ele geçirmeyeceksin,

 Fani olandan beklenti bu kadardı, daha ne olacaktı?

Belli ki yine unutacak, tekrar hayallere kapılıp bekleyeceksin.

Eller bomboş, ümitler uçup  gitmiş, keşkeler sermayen olacaktı.

 

 Sen gidince, sanma ki boş  kaldı bu meydan!

Hazan gelip  tahtına oturdu, yönetim onda.

Düzen işliyor, gereksiz, boş değil en kısa bir an.

Menzil seferinde bir aksaklık yok, her şey yolunda.

 

  İster bahar, ister yaz, isterse hazan olsun,

Hepsi misafir, süreleri sınırlı,  sen de aynı handasın.

Karakış da yolcu; ister buz kestirsin, ister dondursun,

Sen de  baharında coşarken, şimdi gamlı hazandasın.

 

Anlamak, güzel bakmak, güzel görmek marifet olan,

Ağaçların  yorgunluğu sana anlamsız gelmesin!

Dallar üzerinde  vakarla yavaş yavaş  solan,

Yaprakların dökümü hüzün vermesin, ümidini çelmesin!

 

 Hep hazan aklına gelmesin, son da olsa baharını unutma!

Binbir renkli yaprakları seyreyle temaşaya dal.

Sararan, rengarenk  yapraklar düşsün, bırak, tutma!

Bir ömür biterken,  bir hayat başlayacak, bakta ibret al!

 

 Yorgun düşen bir yaprağın  vakarla düşüşünü görünce,

Ne güzel bir son diye hayıflandıysan eğer,

Son yolculuğa çıkınca, ışıklar söndürülünce,

Anlarsın ki hayıflanmak,  zamanında gerekliymiş meğer.

 

  Güzel bakmak, güzel görmek kusurları yok eder,

 Kusur kuldadır, kusurlu bakan da başkası değil,

Kem gözle bakarsan, mülk sahibi acaba ne der?

Kır benliğini, diklenme, dolgun başaklar gibi eğil

 

Ne bahar kalmak için vardır, ne yaz, ne de sonbahar,

Ne insanoğlu hancı, ne kuşlar yuvada baki kalacak,

Ne rüzgar devamlı hırçın eser, ne yağmurlar sel olur yağar.

Kimi gidecek, yenileri gelecek, bu iş böyle olacak.

 

Madem her baharın bir hazanı olacaksa,

Vurgun yemeden önce, hazırlık yapmak gerek.

Ömür yaprakları solup son bulacaksa

Asıl kahreden tembellik olacak; bu gerçeği bilerek.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.