Sadece Müslümanlar değil, inanmış yani seküler olmayan Hristiyan ve Yahudilerde ailenin kutsallığına inanırlar. Onun korunması noktasında ahlaki ve hukuki mücadele verirler. Ancak son yüzyılda; nikahın ve ailenin imhasına yönelik operasyonların farklı şekillerde gerçekleştirildiğine tanık oluyoruz. Bu operasyonların en masumane rolü “sanat/sanatçı” adına oynanmaktadır. Yine aileyi imha/yok etme eylemleri konserler üzerinden toplumsallaştırma ve normalleştirme çabaları tüm […]
Sadece Müslümanlar değil, inanmış yani seküler olmayan Hristiyan ve Yahudilerde ailenin kutsallığına inanırlar. Onun korunması noktasında ahlaki ve hukuki mücadele verirler. Ancak son yüzyılda; nikahın ve ailenin imhasına yönelik operasyonların farklı şekillerde gerçekleştirildiğine tanık oluyoruz. Bu operasyonların en masumane rolü “sanat/sanatçı” adına oynanmaktadır. Yine aileyi imha/yok etme eylemleri konserler üzerinden toplumsallaştırma ve normalleştirme çabaları tüm hızıyla sürdürülmektedir.
Sanat adı verilen her girişim kutsal mıdır? Hayır. Sanat adı verilen o şeyi yapan kimse kutsal mıdır? Hayır. Ama egemen güçler öyle bir felsefe geliştirdiler ve yaldızlı tanımlar yaptılar ki sanatçı peygamber, sanatı kutsal kitap gibi sosyo-psikoloji oluşturdular. Teo-Psikoloji inşa ettiler. Ve böylece dokunulmaz oldular. Çağdaş Amon rahipleri gibi…
Mademki sanatçı adı verilen kimseler peygamber değil yani dokunulabilir. Ve yine icra ettikleri sanatları kutsal metinler değil düzeltilebilir. Dokunulmalı ve düzeltilmelidir. Ahlak ve normlar çerçevesinde dokunulmalıdır. Tarih, kültür ve toplumun akıl, nesil ve ruh sağlığı açısından düzeltilmelidir.
Bir kadın ve erkekten oluşan aile olmazsa birey olmaz. Sanıldığı gibi aileyi birey oluşturmaz. Aile bireyi oluşturur. Aile olmaz ise toplum, devlet ve insanlık olamaz. Dört ayaklı varlıklar ve sürüler oluşur. Ve bir de onları güdenler. Aileye yönelik tüm olumsuz girişimler durdurulmalıdır. Unvanları ne olursa olsun geleceğimizin imhasına izin verilmemelidir.
Kayseri, ailenin kutsallığını dolaylı olarak hiçe sayan bir konser felsefesine ve onu icra edene ev sahipliği yapacak. 18 Ekim Çarşamba günü saat 21.00’de Ayta Sözeri diye birisi, Kayseri Erciyes Kültür Merkezinde sahne alacak.
Ayata Sözeri kim?Sosyal medyada “Ayta Sözeri erkek mi?” diye sorulan biri. 20’li yaşlarında cinsiyet değiştiren. Kendisini transseksüel olarak tanımlayan ve konunun aktivisti olduğunu söyleyen biri.
Şunu önemle belirteyim. İlahiyatçı bir düşünür olarak benim zemmim filedir faile değil. Bu tür etkinlikler sanatçı kimliği ve konserleri adına bir yaşam felsefesi sunmaktadır. Ahlak, din, aile, sosyoloji ve ontolojiyi hiçe sayan yaşam tarzını meşrulaştırmaktadır.
Bu nedenle ahlakın ve dinin izin vermediği; bu tür etkinlikler iptal edilmelidir. Bu konuda yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Şehri yönetenler genel sağlık ve asayişi tehdit eden ve milli güvenlik meselesi haline gelen, bu tür girişimleri durdurmalıdır. İptal etmelidir.