Öyleyse hemen başlayalım işin can damarına. Bu günün Müslümanları için, işin can damarı Filistin , Gazze ve Batı Şeria’dır. İsrail Devleti 1948 yılında kuruldu. O günkü İsrail toprakları, bugünkü Filistin topraklarının tam zıttı .İsrail, tam 75 yıldır Filistinli Müslümanları sıkıştıra sıkıştıra, zulmede zulmede, işgal ede ede ,dünyanın değişik bölgelerindeki Yahudileri İsrail’e getirip , işgal ettiği […]
Öyleyse hemen başlayalım işin can damarına. Bu günün Müslümanları için, işin can damarı Filistin , Gazze ve Batı Şeria’dır.
İsrail Devleti 1948 yılında kuruldu. O günkü İsrail toprakları, bugünkü Filistin topraklarının tam zıttı .İsrail, tam 75 yıldır Filistinli Müslümanları sıkıştıra sıkıştıra, zulmede zulmede, işgal ede ede ,dünyanın değişik bölgelerindeki Yahudileri İsrail’e getirip , işgal ettiği Filistin topraklarına yerleştire yerleştire, İsrail’in kurulduğundaki toprak alanı, Filistinlilerin ilk toprak alanlarına ulaştı. Filistinlilerin toprağı ise, İsraillilerin kurulduğundaki toprak seviyesine düştü.
Bilhassa Gazzelilerin 45 kilometrekare alana sıkışıp kalmaları, yüksek yüksek binalarda yaşamalarına sebep oldu. Geçinmek için ekilip dikilen yerleri yok denecek hale geldi. Denizden geçinmek bile kontrollüydü.
Yani Gazze tamamen ablukaya alınmıştı. Tüneller bir bakıma çıkış, kurtuluş, rahatlama yolu görevini yapıyordu. Nitekim bu savaşta gördük ki, İsrail’in müsaadesi oranında su, elektrik, gıda, girip- çıkma, Mescid-i Aksa’ya Cuma namazı, (Ramazan ayında teravih ve beş vakit namaz,, Bayram namazları,) Siyonistlerin özel günlerinde Ağlama duvarları baskıları, İsrail askerlerinin kızdığı kişileri tutuklamaları, yaralamaları, öldürmeleri, hapsetmeleri…Yani Gazzeli Müslümanlar, hayatlarının bütün evrelerini, İsrail’in keyfince baskıları, zulümleri ve işgalleri altında geçirmişler.
Müslümanlar düşünelim!” Buna yaşamak mı denir?” Açık- kapalı cezaevi. Bu cezaevinde ,tutukluluk 75 yıldır devam ediyor. Hamas’ın , Gazzelilerin canına tak etmiş. Cezaevinden çıkmak, kurtulmak için harekete geçmişlerdir.
Öyle bir hareket ki: Zalim İsrail’in tonlarca bombaları Gazzelilerin üstüne yağıyor da yağıyor. ( Lütfen, üç aydır TV ekranlarında izlediğiniz İsrail’in bombardımanlarını, zulümlerini, yıkımlarını şuurla düşünün). Yüksek yüksek binalar bombalarla yıkılıyor. Enkaz altında yüzlerce , binlerce Gazzeli bebek, anne, yaşlı, kadın-erkek kalıyor. Yüzlercesinin kafa, kol, bacak, gövdeleri paramparça oluyor. Paramparça olmuş, canı çıkmamış yaralılar ve sahipleri:” Allahüekber! Allahüekber! Sedalarıyla, Şehid oluyorum Allah’ım! Şehid oluyorum Allah’ım! Haykırışlarıyla Gazze semalarını inletiyor.Sahipleri, yakınları, bu haykırışları duyan herkes ,aynı nakaratları tekrarlaya tekrarlaya, İsrail’e ve bombalarına meydan okuyorlar.
İşte buna, Allah, Peygamber, din, iman, vatan, millet sevgisi,şehitlik inancı, denir.
ABD’nin ve yandaş Batılıların İsrail’e yağdırdığı her türlü desteklerin, İnşallah hiçbir kıymeti-i harbiyesi olmayacak.. İsrail en kısa zamanda hak ile yeksan olacaktır. Yeter ki Müslümanlar yardımlarını, dualarını eksik etmesin. “Ye’se düşmeyiniz. İnanıyorsanız güçlüsünüz.”(ayet) ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR!!!(ayet)
Evet: Yedi Ekimde başlayan savaş 4. ayına girdi.İsrail bombalıyor da bombalıyor.
Hem de fütursuzca, acımasızca, zalimce Gazze’yi, tamamen Gazzelileri yok edercesine, Gazze’yi İsrail toprağı yaparcasına bombalıyor.
Peygamberimiz Sallellahü Aleyhi ve Selem :” Küfür tek millettir.” Buyuruyor. Müslüman milletlerin dışında Hamas’ı suçlu ,İsrail’İ haklı bulan devlet başkanları oldu .Başta Yahudi Siyonist BIDEN,BLINKEN alenen Yahudi olduklarını ilan ettiler. İsrail’i ziyaretleri ile onursuzlukları ile, silah ,mühimmat, gemi, uçak, asker, dolar destekleriyle İsrail’in zalim NETANYAHU’SUNU güçlendirdiler.
Arada bir de:” Dur yapma ,İsrail hakkını kullanıyor “gibi göstermelik laf ettiler.
Nitekim PKK’ya YPG’ye uyguladığı metodu burada da uyguladılar. Diğer Batılı devletlerin liderleri, başta Amerika’nın dümenince hareket ettiler.
Maalesef İsrail’e destek verdiler. Askerler gönderenler, parasal destekler verenler oldu.
Ancak halkları gidişatın dayanılmaz olduğunu görünce protestolara başladılar. Hatta Yahudi olanlar bile protestolara katıldılar. Rehinelerin sahipleri de İsrail’de Netanyahu’yu protesto ettiler.
Batılı liderler, halklarındaki protestolara bakarak İsrail’e karşı Amerikan varı ”Yapma , etme “ demeye başladılar.
Ancak, dünyaca temsilcilikleri kabul edilen BM,DSÖ, BMK, NATO…..Gibi kuruluşların yetkilileri :İsrail’in haddi sınırsız aştığını ,kabul edilemeyecek noktalara vardığını, savaş kurallarına hiç uymadığını defaatle söylemeleri sonucu, birkaç defa toplantılar yaptı.
Bu toplantılar da ya ertelendi ya veto edildi. Çekimsel kalanlar oldu. ABD zaten hep veto etti.
Erteletti , sonunda çekimser kaldı.
İsrail bu zamana kadar BM’nin aldığı hiçbir kararı zaten uygulamamış. 75 yıldır Filistinlilere,Gazzelilere yapmadığı zulüm, işgal etmediği toprak zaten yoktu. Şimdi de aynısını yaptı. Alınan vetoyu bile tınmadı, bildiğini okudu ve okuyor. Bombalamaya, yıkmaya, öldürmeye, soykırıma, yok etmeye, bitirmeye, tüketmeye hala devam ediyor.
Arada bir defa.” İnsani durma” yapıldı. Bir rehinenin serbest kalmasına karşılık 3 Gazzeli serbest bırakıldı. Bu arada durmadan da İsrail gücünü arttırdı. Ara verdiği boşluğu yıkmalarla , öldürmelerle fazlasıyla doldurdu.
Bugüne kadar izlediğimiz , edindiğimiz İntiba :”Peygamberimiz Sallellahu Aleyhi ve Sellem ‘in belirttiği gibi:” Küfrün tek millet” oluşudur.
Hak din olan İslamiyet’i, Müslümanlığımızı (Haşa )bir tarafa bırakalım. Muharref (insan müdahaleleriyle değişikliğe uğramış) Yahudilik ve Hristiyanlığı da bir tarafa bırakalım.
7 Ekim’den bu yana İsrail’in yaptıklarına – tekrar- insan olarak bir bakalım. 2 milyon 300.000’e yakın kişinin evleri bombalandı ve yıkıldı.Hastaneler, okullar,(BM’nin okulları dahil) camiler, kiliseler bombalandı yıkıldı, yakıldı ve harap oldu. 60 binin üzerinde enkaz altında kalanların olduğu biliniyor. Ölenlerin 100 / 70’i bebek, çocuk ve kadın. Geriye kalanı delikanlı, genç, erkek ve yaşlılar. Ölü sayısı 23.000’e ulaştı.
Belki de sizler bu yazıyı okurken (Allah korusun ) 24.000’e ulaşabilir. Belki de geçebilir.
( DEVAMI YARIN )