Biz övünür dururuz; biz Türküz, müslümanız, gevurlara benzemeyiz… Pratikte üstün olduğumuz yerleri sayalım bakalım: Onlar asla cennete giremiyecekler, bizim ise girme ihtimalimiz var inancımıza göre. Yaşantımıza, toplumsal ve sosyal ilişkilerimize, kafa yapımıza baktığımızda; kim daha ileri seviyede görelim. Olması gerekenlerle ve atalarımızın uygulamaları ile övünür dururuz. Müslümanız, dinimizin kurallarından ya haberimiz yok ya da […]
Biz övünür dururuz; biz Türküz, müslümanız, gevurlara benzemeyiz…
Pratikte üstün olduğumuz yerleri sayalım bakalım: Onlar asla cennete giremiyecekler, bizim ise girme ihtimalimiz var inancımıza göre.
Yaşantımıza, toplumsal ve sosyal ilişkilerimize, kafa yapımıza baktığımızda; kim daha ileri seviyede görelim.
Olması gerekenlerle ve atalarımızın uygulamaları ile övünür dururuz.
Müslümanız, dinimizin kurallarından ya haberimiz yok ya da bildiğimiz halde kendi kitabımıza uydurarak bir hayat yaşarız.
Hamaset ve slogan olarak dillendirmekte çok mahiriz.
Biz Türküz,müslümanız…
Ama gururla sahiplendiğimiz değerlerden habersiziz veya yaşamaktan çok uzağız.
Biz gevurlara benzemeyiz… Hadi sosyal yaşamda farklarını say! Kem küm…
Belki çok yönden, sizden daha faziletli yönleri vardır.
Yani kuru kuruya övünmek marifet değil.
Ben de dahil, herkes kendisini inandığı değerlere göre mesafesi yönünden değerlendirsin, çeketsin!
Mesela,erdemlere, faziletlere, insanı davranışlara ne ölçüde riayet ediyoruz?
Kul hakkı en önemli hak olduğu halde ne kadar uyuyoruz,yemiyoruz?
Kaç kardeş, akraba miras yönünden hileye başvurmuyor, ömür boyu sülalecek küs gitmiyorlar?
Kaç ortak adilane, kavgasız, sitemsiz paylaşım yapıyor? Mahkeme kapılarında uğraşmıyor?
Komşusu ile park yeri, ses, gürültü, çocuk kavgaları yüzünden küs değil, mahkemelik değiller?
Bahçe, arsa, bina sınırları yüzünden anlayışlı davranıp hakkaniyete uyan kaç Müslüman Türk komşu var?
Aldığı borcu zamanında , ya da uygun zamanda iade eden kaç kişi var? İhtiyaç sahibi, dara düşmüş akraba ya da komşusunun ihtiyacını görenlerin oranı nedir?
Emanete ihanet etmeyerek güvenin tesisini sağlayanlar dan bahsedilebilir mi?
Okumuş, bir makama gelmiş akraba veya komşusunun gencecik çocuğu için, aferin, bravo, maşallah, tebrik ederim diyebilenler var mı? Kıskançlığı yenebilecekler mi?
Ya da dün ağzı tarhana çorbası kokan, lastik ayakkabı giyenlerin bir makama gelince ne oldum delisi olmayıp, millete tepeden bakmayarak, tevazuyu elden bırakmadıklarını görebilmek ne kadar mümkün?.
Zekat, vergi, sadaka vb gibi İslam’ın temel dinamiklerini hileye baş vurmadan yerine getirenlerin sayısı kaydadeger mi?
Yıl sonunda, vergiden kaçmak için habire lüks arabalar alan iş adamlarına, şirketlere vatansever mi diyeceğiz, yoksa hain mi?
Kimse kimseyi kandırmasın! İçi boşaltılmış değerleri sahiplenip, laf ebeligi yapmak, sloganlar üretmek en iyi yaptığımız davranıştır.
Bu şekilde yaparak, kendinizi rezil etmiyorsunuz, aynı zamanda dinimize ve ırkımıza da kara leke sürüyorsunuz. Yani bu değerlere ihanet ediyorsunuz.
Senin değerlerine inanmayıp, senin ırkından olmayan, gevur dediğiniz insanlarda; sende olmayan bu meziyetlerin bir çoğu var.
Ya bu değerlerin temsilcisi rolüne soyunmayın, sahiplenmeyin! Ya da temel değerlerine sahip çıkın.
Bu işler, öyle gevurları aşağılamaya çalışmakla olmuyor. Kendinizi degerlerinizle beraber yükseltmeniz lazım.
Aksi taktirde, hadiyin oradan, haddinizi bilin yeter.
Boşuna üstünlük edebiyatı yapmayın.