SENDİKA SEÇİMLERİ VE BEKLENTİLER

Bizim ülkemizde sivil toplum kuruluşu geleneği bugünkü anlamda çok eskiye dayanmayan bir oluşumdur. Tarihimize baktığımızda hayır hasenat amaçlı vakıf çalışmalarının toplum hayatımızda yaygın olduğunu görüyoruz. Darüşşifa yapmaktan medrese yapımına, göçmen kuşlara bakma görevi olan Gurabahane-iLaklakandan yetimhanelere kadar birçok alanda vakıfların kurulup toplum hizmetine sunulduğunu biliyoruz. Cumhuriyet döneminde ilk yıllarda devlet, topluma her alanda hizmet vermeyi […]

Yayınlama: 22.10.2022
A+
A-

Bizim ülkemizde sivil toplum kuruluşu geleneği bugünkü anlamda çok eskiye dayanmayan bir oluşumdur. Tarihimize baktığımızda hayır hasenat amaçlı vakıf çalışmalarının toplum hayatımızda yaygın olduğunu görüyoruz. Darüşşifa yapmaktan medrese yapımına, göçmen kuşlara bakma görevi olan Gurabahane-iLaklakandan yetimhanelere kadar birçok alanda vakıfların kurulup toplum hizmetine sunulduğunu biliyoruz.

Cumhuriyet döneminde ilk yıllarda devlet, topluma her alanda hizmet vermeyi kendi üzerine aldığı için bugünkü anlamda sivil toplum kurumlarına müsaade edilmemiş, devlete rağmen yapılan bazı çalışmalarda kanun dışı olarak düşünülmüş, tüzel kişilik oluşumuna onay verilmemiştir.

1961 Anayasası’nın temel haklara getirdiği yenilik ve imkanlar da kullanılarak bu tarihten sonra toplumda dernek, sendika, cemiyet ya da kulüp ve benzeri sivil kurumlar kurulup faaliyetler göstermeye başlamıştır. Daha önce her şeyin devlet eliyle yapıldığı, devlet uygulamalarına itiraz etmenin devlete karşı gelmek olarak algılandığı ülkemizde uzun süre sivil kurumların talep ve faaliyetleri soruşturmalara, kovuşturmalara, daha da ilerisi cezalandırmalara konu olmuştur.

1970’li yıllardan sonraki zaman diliminde işçi sendikaları kurulmuş (Önce sol kesim) ve faaliyetlere başlamıştır. İşverenle anlaşarak çalışma koşulları belirleme yerine uzun süren grev ve boykotlar ülkede çok gündem konusu olmuş ve sendikalar toplumda ekonomiye zarar veren, yasa dış oluşumlar olarak algılanmış ya da öyle lanse edilmiştir.

1990’lı yıllardan sonra memur sendikaları kurulmaya başlanmıştır. Bu dönemde de önce sol kesim sendikalaşmaya başlamış ardından muhafazakar ve milliyetçi kesim sendikal faaliyetlere başlamıştır.Önce yasal dayanağı olmadığı için üye bulmakta zorlanan memur sendikaları sendika yasasının çıkarılması ileüye bulmakta rahatlamıştır.

Bugün gelinen noktada20 yılı geride bırakan AK Parti iktidarının sağladığı ortamın da katkıları ile iktidara yakın duran Memur Sen Konfederasyonu en çok üyeye sahip memur sendikası olup toplu görüşme ve sözleşmelerde memurları temsil eden yetkili sendika konumundadır.

Benim de memuriyet görevim sırasında üyesi olup yönetim kademelerinde bulunduğum ve bazı yönetici arkadaşların zaman zaman ülkenin en büyük sivil toplum kurumu biziz diye konuşma ihtiyacı duydukları Memur Sen’de (Sayı olarak doğrudur) şubelerdeyönetim için seçimler var. Sanırım yılbaşından sonra da genel merkezlerde seçimler var. Bazı şubelerde tek adayla, bazı şubelerde de çok adayla seçime gidildiğini duyuyorum. Tüm aday arkadaşlara medeni ölçüleri kaybetmeden yapılacak seçimlerde başarılar diliyorum.

Benim Memur Sen yönetimine gelecek arkadaşlardan talebim, sayı olarak en büyük sivil toplum kuruluşu olmakla övünme yerine eğitimden din hizmetlerine, kültürden tarım hizmetlerine, enerjiden bayındırlık hizmetlerine, adaletten sosyal hizmetlere kadar hangi alanlarda ne kadar kalifiye ve katma değer üretenüyeleri topluma ve ülkeye kazandırdıklarının hesabını iyi yapmaları, kendilerini bu konularda denetim ve öz eleştiriye tabi tutmalarıdır. Unutmayalım sendikalar devlet kadrolarında makam kapma, üyesine makam sunma kurumları olma yerine erdemli, adaletli, memleket ve insanımızın her derdini dert edinip çözüm üretme kurumları olmalıdır.

Selam ve dua ile

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.