Sivil toplum; vakıf, sendika, dernek, platform, kulüp ve daha nice adlar altında faaliyet gösteren resmi olmayan ama çalışmaları resmiyet tarafından denetlenen kurumlardır sivil kurumlar. Topluma eğitim, spor, meslek edindirme, kültür, sosyal yapı, dini hayat dahil birçok alanda hizmet vermek için ve bir yerden emir almadan kurulan sivil kurumlarda hizmette gönüllülük esastır. Yani insanlar gönlü varsa […]
Sivil toplum; vakıf, sendika, dernek, platform, kulüp ve daha nice adlar altında faaliyet gösteren resmi olmayan ama çalışmaları resmiyet tarafından denetlenen kurumlardır sivil kurumlar.
Topluma eğitim, spor, meslek edindirme, kültür, sosyal yapı, dini hayat dahil birçok alanda hizmet vermek için ve bir yerden emir almadan kurulan sivil kurumlarda hizmette gönüllülük esastır. Yani insanlar gönlü varsa mizacı uygunsa çalışmak için kaygı, sorumluluk duyuyorsa hizmet eder. Eğer bu özellikleri yoksa görev almaz, hizmet etmez.
Sivil kurumlarda görev almış olan bazı insanımız gönüllülüğü serbestlik olarak algılayıp görev aldığı kurumda kendisinden beklenen hizmeti yerine getirmezler. Nasıl olsa yapılıyor ya da ben yapmasam da yapılıyor anlayışıyla hareket ederler veya başkan ya da yardımcısı yapıyor, işlerde yürüyor bu yeterli anlayışıyla hareket ederler. Bazıları da ibadet aşkı ile sevabını Allah’tan bekleyerek kendi aile işlerine gösterdiği önem kadar önem vererek hizmet etmeye çalışırlar.
Ahiret bilinci ve kaygısı olan sivil toplum yoluyla insanlara yaptığı hizmetin ahirette karşısına çıkacağına inanan sivil toplum mensupları işlerini zevkle yaparlar ve insanlardan da bir karşılık beklemezler.
Sivil çalışmalarda dikkat çeken bir konu var. Şöyle ki yöneticiler de dahil birçok insan ailesinde sadece kendisi sivil toplumla ilgilenip hizmet etmekte olup eşi ve çocuklarını çalışmalarına dahil edememektedir. (İstisnalar hariç) Daha da vahimi bu konuda ailesinde yalnız kalmakta dolayısıyla desteksiz bir insan konumunda kalmaktadır.
Bu durumdaki insanların eş ve çocukları ilgi duymadıkları ya da uzak kaldıkları sivil toplumun zaman zaman kendisine, imkanlarına ihtiyaç duymakta olup bu ihtiyaçlarını karşılamak için müracaat etmekte mahcubiyette yaşamaktadırlar.
Bu durum asla kabul edilebilir, tasvip edilir bir durum değildir. Asıl olan takdire şayan çalışmalar olan bazı sivil kurumların başardığı gibi aile boyu sivil toplum çalışmalarını gerçekleştirebilmektir.
Yani erkeklerin erkeklerle ilgili çalışmalara, kadınların kadınlarla ilgili çalışmalara, gençlerin gençlerle ilgili, çocukların çocuklarla ilgili çalışmalara dahil edilebilmeleridir.
Bu sağlanabilir ise hem aile sivil topluma uzak kalmaz hem aile fertlerinin toplumda tanınırlığı ve dayanışma kültürü artar hem de birlikte tanışma, iş yapma, çevre sahibi olma avantajları elde edilmiş olur.
Sosyal medya kullanımının hızla arttığı özellikle gençlerin aile olma sorumluluğunu kaybedip anne babayı ihtiyaçlarını karşılayan hamallar olarak gördüğü günümüzde aile boyu sivil toplum çalışmaları ne kadar da ihtiyaç haline geldi.