Isparta’da namaz esnasında ayakkabıları ile camiye giren bir genç, direkt namaz kılan imamın yanına gidiyor, ezan okunmasından rahatsız olduğunu söyleyerek imamı tehdit ediyor. Bu esnada, doğru olan; imamın namazı bırakması ve ayağa kalkmasıydı; ama yapmadı. Genç silahlı, bıçaklı, sopalı olabilirdi. Ya da atacağı sert bir tekme ciddi yaralar açabilirdi. Kim bilir, belki de korkudan dizlerinin […]
Isparta’da namaz esnasında ayakkabıları ile camiye giren bir genç, direkt namaz kılan imamın yanına gidiyor, ezan okunmasından rahatsız olduğunu söyleyerek imamı tehdit ediyor.
Bu esnada, doğru olan; imamın namazı bırakması ve ayağa kalkmasıydı; ama yapmadı. Genç silahlı, bıçaklı, sopalı olabilirdi. Ya da atacağı sert bir tekme ciddi yaralar açabilirdi.
Kim bilir, belki de korkudan dizlerinin bağı çözülmüş, yerinden kalkamamış, ne yapacağını şaşırmıştı.
Bir müddet devam eden bu tehdide karşı, camide bulunan birkaç cemaat seyirci kalıyorlardı.
Nihayet arkadan biri kolundan tuttu ve uzaklaştırdı.
Hızlı adımlarla uzaklaşan gencin arkasından bir iki adımla kovalar gibi yapanlar oldu.
Bana, kimse şiddete karşı olduğunu söyleyip, eli kolu bağlı izlemeyi savunmasını!
Şiddete hayır sloganı atmasın!
Burada vurgulanmak istenen; imamın korkak ve pısırık yetişmiş olmasıdır. Bunun örneklerini 15 Temmuz kalkışmasında camiye saldırılmasında, gezi kalkışmasında camide içki içilmesi olayında görmüştük.
Aslında imama güç verecek olanlar da, bu caminin sahibi cemaatir; imam arkasında bu cemaatin gücünü ve desteğini hissedecek!
Camiye giren saldırgana, karşı koyamadı bir kaç kişilik cemaat. Çünkü yerinden zor kalkan, evinde yalnız olan, torunlardan sıkılan bir kaç yaşlı kişinin geldiği bir camiden bahsediyoruz.
Gençler tamamen terk ettiler camileri.Şöyle imanlı, Allah inancı yüksek, bilgili, kültürlü gençlerin olduğu bir ibadethanede kim cesaret edebilir bu alçak harekete!
Bir kaç ihtiyarın heyecanı ve cılız ruhu bu kubbeleri , bu davayı ayakta tutamaz.
Acilen, gençliği camilere çekme seferberliği yapılmalıdır!
İşlevi sadece namaz kılmaya indirgenmiş, sosyal, kültürel, eğitim, istişare, ilan, duyuru, muhabbet gibi ortam olmaktan soyutlanmış ve bir kaç yaşlının namaz kılmasına terk edilmiş bir camii gerçeği ile karşı karşıyayız.
Cami diyoruz. Çünkü cami: toplanma, bir araya gelme, birlik olma, güç olma eylemi ve yeri manasına gelir.
Kimilerinin, camilerin çokluğuna ve işlevinin yetersiz olduğuna; dolayısıyla okul yaptırılması itirazına, haklı gerekçe oluşturmuş oluyorsunuz.
Vebali ağır olan bu konu; müslümanım diyen herkesin derdi olmalı, ortak çare aranmalıdır.