Üreme, neslin devamı için şehevi duygular; Allahu Teala tarafından tüm canlılara kodlanmış, genlerine yüklenmiştir. Her yerde bu konuları konuşmak ayıp, edep, ahlak yönünden uygun görülmez, çoğu kez bu konular bir tabu olarak kabul edilir. Bazı ortamlarda da bu konu abartılır, köpürtülür, özendirilir, hiç bir ahlaki ve edebî yön dikkate alınmaz. Kimi ortamlarda, mekânlarda, sosyal medyada, […]
Üreme, neslin devamı için şehevi duygular; Allahu Teala tarafından tüm canlılara kodlanmış, genlerine yüklenmiştir.
Her yerde bu konuları konuşmak ayıp, edep, ahlak yönünden uygun görülmez, çoğu kez bu konular bir tabu olarak kabul edilir.
Bazı ortamlarda da bu konu abartılır, köpürtülür, özendirilir, hiç bir ahlaki ve edebî yön dikkate alınmaz.
Kimi ortamlarda, mekânlarda, sosyal medyada, kimi yazılı ve görsel basında bazen bir toplumu dejenere etmek için, çoğu zaman da para kazanmak için şehvet konusu hep gündemde olur, el üstünde tutulur.
Başta Freud gibi düşünce adamları , Hobbes, Marx, Auguste Comte gibi ateist, dinsiz felsefi akımın öncüleri, ileriki nesiller için şehveti bir hedef, özgür bir yaşam biçimi olarak öncüllemişler, bu konuda da büyük başarı elde etmişlerdir.
Yine, kendi geçmişimizde de, “gülelim, eğlenelim, kam alalım dünyadan” felsefi öğretisi günümüze kadar devam etmiştir, ediyor da.
Öyle ya, fani dünya bu, yiyelim, içelim, eğlenelim, zevkimizi yaşayalım; bir daha mı geleceğiz dünyaya gibi gerçekten sapmış düşünce sistemi maalesef toplumumuzda yer etmiştir.
Oysa, dünya bir imtihan yeridir, sınanma, denenme ; nihayetinde ahiret mutluluğunu kazanma yeridir.
Dünyada bulunuş gayemiz ve var oluş hedefimiz göz ardı edilmiş, bunun yerine tamamen şehevi yaşam biçimi toplumun önüne servis edilmiştir.
Dediğimiz gibi, helal yollar; üreme ve neslin devamı için açıkça gösterilmiştir. Yine, helal yoldan evlilik yoluyla, karşılıklı mutluluklar, teskin olmalar mübah kılınmıştır.
Sosyolojik açıdan biraz gelişmiş, belirli medeni hayat sürmüş tüm toplumlarda ve dinlerde gayr- i meşru ilişkiler yasaklanmış, dışlanmış, ceza uygulanmış, iğrenç bir fiil olarak değerlendirilmiştir.
Günümüzde, dijital dünyada, bu iğrenç fiilin yolları, özendirilmesi, ulaşım yolları, teşvik edilmesi tavan yapmış, toplumun beynini ve bünyesini iyice sarmıştır. Etkilenmeyen toplum, etkisine almadığı yaş grubu kalmamıştır.
Yaş aralığı 8- 9 yaşlarından 80- 90 yaşlarına kadar geniş bir kitleyi kapsama alanına almıştır.
Gençtir, tabiki karşı cins arkadaşları olacak, gezecekler, yazacaklar, geç saatte haber vermek kaydıyla! uzak gezmelere gidecek, eve geç gelebilecekler.
Birbirine şirin görünme, özenme, kendini ispat etme duyguları ile, başta sigara, bağımlılık yapan maddeler, alkol gibi tehlikeli maddeleri kullanacaklar.
Rahat ve serbest bir ortamda bulunma, bu maddeleri kullanma, sıfır mesafeli yaklaşım ve temas; kaçınılmaz olarak cinsel birleşmeyi getirecek, çoğu zaman ömür boyu kalıcı olacak bir huzursuzluğun, kaosun ve depresyonun başlangıcı olacaktır.
Değer yargıları olmayanlar için bir pişmanlık, stres olmayacaktır. Çünkü güzel bir an yaşanmıştır (!)
Asıl sıkıntı, hala maneviyatından ve değerlerinden tamamen kopmamıs toplumlarda görülmektedir. Kısmen değerlerine bağlı, kısmen de böyle bir yaşama meyilli görülmektedirler.
Toplumu sarsan vakalar da bu kesimde olmaktadır. Yasak ilişkiler, tecavüzler, nikahsız birliktelikler telafisi imkansız sonuçlar doğurmaktadır.
Aileler yıkılıyor, çocuklar ortada kalıyor, düşmanlıklar had safhaya yükseliyor, cinayetler, yaralamalar sıradan hale geliyor.
Sonuçta, koca bir toplum dejenere oluyor, ahlaken, manen çöküyor.
Gerçekten acilen önlem alınması, dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Yani şehvet düşünülen, istenen, beyinleri sürekli meşgul eden, dünyanın en kıymetli fiili olarak algılanmış, nihayetinde tanrısallaştırılmıştır.
Düşünce ve fikri bir ağ gibi sarmalamış, ulaşmak ve kaybetmemek uğruna ölmeyi, öldürülmeyi göze alabilecek bir olgu halini almıştır.
Hem aile, hem de devlet tarafından bu kavramın amacı iyi anlatılmalıdır, acil önlemler alınmalıdır.