Antalya Serik’te öğrenciler, sınıftaki Mealli Kuran-ı Kerim’i havaya atıyorlar; bir kısmı gülerken, diğer biri küfür ederek röveşata atıyor. Cep telefonuna çekilen bu görüntü sosyal medyada yayınlanınca, halk tarafından sözlü olarak büyük bir tepki oluşuyor. Acaba bu çocukların amacı ne olabilir? Sınıfta sadece bir-iki öğrenci mi vardı? Diğer öğrencilerin hepsi aynı tavırda olamazfı, en […]
Antalya Serik’te öğrenciler, sınıftaki Mealli Kuran-ı Kerim’i havaya atıyorlar; bir kısmı gülerken, diğer biri küfür ederek röveşata atıyor.
Cep telefonuna çekilen bu görüntü sosyal medyada yayınlanınca, halk tarafından sözlü olarak büyük bir tepki oluşuyor.
Acaba bu çocukların amacı ne olabilir? Sınıfta sadece bir-iki öğrenci mi vardı? Diğer öğrencilerin hepsi aynı tavırda olamazfı, en azından tekme atan öğrenciye müdahale ederlerdi.
Acaba , durumdan memnun olmayan öğrenciler mi bu görüntüyü koydular sosyal medyaya; yoksa bizzat bu saygısızlığı yapanlar; cesaretlerinin veya kışkırtılmalarının bir sonucu olarak mı yayınladılar!
Biz, bir sonucu eleştiriyoruz, tepki gösterip sinirleniyoruz, bağırıyoruz.
Geç kaldık geç! Bu sonucu doğuran sebepler ortadayken ne yaptık! Bize dokunmayan yılan bin yaşasın, yeter ki çocuğum iyi bir okul kazansın; doktor, mühendis, avukat, hakim olsun! Yeter ki kendini kurtarsın!
Dini, ahlaki, milli ve manevî değerler soyut kavramlardır; bunlar karın doyurmuyor(!), hele bir altın bileziğini bileğine taksın!
Hedef makam, mevki oldu, maneviyat akıllardan bile geçmedi.
Hem, neden bu kadar tepki gösteriyor sunuz, anlamak zor!
Bu milletin dini değerlerine sistem tarafından hançer vurulmadı mı? Kur’an okuma, tedris ve talimi yasaklanmadı mı? Din alimleri asılmadı mı?
Yıllarca okullarda dini dersler yasaklanmadı mı? Mecbur olduğu zaman da, sadece bir kültür, bir tarihî süreç olarak; dinin özüne dokunmadan anlatılmadı mı?
12 Eylül darbesi ile yapılan baskı ve işkenceler, 28 Şubat sürecini kapsayan dönemde dine, dindarlara, imam hatiplere, kuran kurslarına, giyim kuşama karşı yapılan acımasız baskılar ve zulümler olmadı mı?
Katsayı haksızlığı ile imam-hatip öğrencileri ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmediler mi?
Ben inancımın gereğini yapıyorum, Kur’an’a ve O’nun hükümlerine göre yaşamak istiyorum diyenlere, bu hakları tanındı mı?
Hala günümüzde, kimi eğitim kurumlarında dinin çağ dışı olduğu, eğitim için bir engel olduğu, geri kalmışlığın sebebinin İslam dini olduğu kimi öğretmenler, profesörler tarafından özgürce ve kinle anlatılmıyor mu?
Geçmişte tv lerin etkili programcıları dini, dindarları, dinini yaşamak isteyen öğrencileri, askerleri hedef tahtasına koymadılar mı?
Uğur Dündar denen bir kibir abidesi, cuma namazı kılan öğrencilere terörist muamelesi yapıp haberleştirmedi mi?
Ali Kırca denen köhne fikirli biri, sürekli müslümanları hedefe koyup, nice canların yanmasına sebep olmadı mı?
Dindarlara zulüm yapmak için programlı, planlı oyunlar kuranlar Ali kalkancı, Müslüm Gündüz, Fadime Şahinleri figüran olarak kullanmadılar mı?
Hala dine tahammül edemeyen, geleneğinde hep yaptığı gibi, günümüzde de dine saldıran bir CHP zihniyeti yok mu?
Bir yandan barışmak, helalleşmekten bahseden CHP, fırsatını bulduğunda dine ve dindarlara saldırmaktan geri kalmıyor.
Hükümet tarafından dini alanda bir düzenleme yapılmak istenildiginde; CHP feryat ediyor, gök kubbeyi yıkıyor, nihayetinde Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor, mitingler yapıyor.
Geçenlerde CHP’ li Özgür Özel, çocukların kuran öğrenimine karşı çıkarak, çağdışı, orta çağ karanlığı dönemi uygulaması olarak nitelendirmedi mi?
Diyanet İşleri Başkanı’nı hazmedebiliyorlar mı?
Erdoğan’ı yıkabilmek için ittifak edenler; CHP’nin bu çıkışlarına sessiz kalıyor, hatta bazen parelel görüşler ortaya koyuyorlar.
Ailede Kuran ve din eğitimi ve öğretimi geri plana atılmışken, daha doğrusu ailede böyle bir yaşam, kaygı, dert yokken; çocuklar okul, çevre ve internet ortamının kültürüne teslim edilmişken sessiz kalanların, atılan tekmeye tepki koymaları yüzeysel kalıyor.
Kur’an’ın içeriği, öğretileri, kuralları, hükümleri hayatımızdan kopartılıp atılmış, her gün yazılı, görsel basında, okullarda, sosyal çevrede, internette dini değerlere savaş açılıyor, çocuklarımız ateizmin ve deizmin pençesine kaptırılıyor; uyuyoruz, tek bir ses yok; atılan bir tekmeye feryat ediyoruz!
Çözüme odaklanılmalı, silkelenmeli, hem bireysel, hem toplumsal ve hem de hükümet olarak acil önlemler almak durumundayız, durum gerçekten çok vahim!
Göz göre göre bir toplumun LGBT li , dinsiz, ateist gençleri üretmesine müsade etmemeliyiz.
Bu arada, bu saygısız, ahlaksız, öğrencilerin aileleri araştırmalı, uyarı ve ikazlar yapılmalı, varsa kanuni cezası; çekmelidir.
Durum vahim ve aciliyet kazanmıştır!