VEREBİLENLERE NE MUTLU!

Yayınlama: 04.10.2024
A+
A-

Resmi kurumlara, vakıflara, derneklere, ibadethanelere; özelde ihtiyaç sahiplerine, muhtaçlara, engellilere yardım yapabilmek en üst seviyede ibadetlerden biri olup onurlu, şerefli, haysiyetli bir davranış biçimidir.
Cumhurbaşkanlığınca belirlenen yerlere, Kızılay, Yeşilay gibi kuruluşlara, bazı özel şartları taşıyan yerlere yapılan yardımlar belirli oranlarda gider gösterilip vergiden düşülür.
Anlayamadığımız nokta; madem vergiden düşülüyor; bu para devletin parasıdır; devlet alsın vergisini, kendisi harcamasını yapsın!
Oh! Ne güzel! Vergi parasını giderden düşsün, sonra da reklamını yapsın!
Elbette ki gerek kurumsal, gerek se şahıslar bazında karşılıksız yardımlar yapanlar vardır; bunlara sonsuz teşekkür borçluyuz.
Şu da bir gerçek ki; kimileri için vermek, çok zor bir davranıştır. Adamın canını almak gibi bir şey!
Ama bazıları için verebilmek, bir ihtiyacı karşılamak, bir yüz güldürmek , dua alabilmek dünyanın en büyük mutluluğudur.
Bu arada, verirken gösterişten, reklamdan, şovdan ve karşıdakini ezmekten, utandırmaktan, küçük düşürmekten kaçınmak gerekir.
Sevabı Allah’tan beklenecek, bu imkânı verene teşekkür borcu olarak verilecek!
Maddi durumu iyi olan dindar bir arkadaşım; Ben de, hanım da veremiyoruz, çok zor geliyor demişti. Hatta elli senelik kırık çıkık bir çekyatı bile değiştirememişler.
İşadamı bir torun, dedesinin “Ya Rabbi! Verebilmeyi nasip eyle” diye dua etmelerini tavsiye ettiğini söylemişti.
İmkânı olup gönül rızası ile verebilenlere, ihtiyaç görenlere ne mutlu!
Bu tür varlıklı insanlara dua etmeli, kıskançlık yapıp şevklerini kırmamalı, gıbta etmelidir.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.