Ülkemizde farklı illerdeki üniversitelerimizde on binlerce yabancı uyruklu misafir öğrencimiz öğrenim görerek geleceğe hazırlanıyorlar. Bunların büyük bir bölümü ya akraba toplulukları ya da gönül coğrafyası ve Osmanlı bakiyesi ülkelerin çocuklarıdır. (Orta Asya Cumhuriyetleri, Kafkas ülkeleri, Balkan ülkeleri, Ortadoğu ya da Afrika ülkelerinden) Geleceğe hazırlanmak için bizim kanun ve yönetmelik çıkararak davet ettiğimiz, bizim koyduğumuz kural […]
Ülkemizde farklı illerdeki üniversitelerimizde on binlerce yabancı uyruklu misafir öğrencimiz öğrenim görerek geleceğe hazırlanıyorlar.
Bunların büyük bir bölümü ya akraba toplulukları ya da gönül coğrafyası ve Osmanlı bakiyesi ülkelerin çocuklarıdır. (Orta Asya Cumhuriyetleri, Kafkas ülkeleri, Balkan ülkeleri, Ortadoğu ya da Afrika ülkelerinden)
Geleceğe hazırlanmak için bizim kanun ve yönetmelik çıkararak davet ettiğimiz, bizim koyduğumuz kural ve sınav yönetmeliğine göre sınava girip başarılı olunca kayıtlarını yaptırarak okullarına devam ediyor bu gençlerimiz. Çoğu başarıyla okullarını bitirip ülkelerine dönerek insanlarına hizmete başlayan bu gençlerimizden bizim ülkemizde kalarak topluma hizmet edenler de yok değil.
Bu yıl Cumhurbaşkanlığının öğrenci katkı payı genelgesini gerekçe göstererek birçok üniversitemiz yabancı uyruklu diye tanımlanan misafir öğrencilerin yıllık öğrenim katkı payı (Öğrenim harcı)’na 3 ile 5 katı artış yaptılar yani %300 oranında. Önemli bir kısmı Türkiye’de sığınmacı olarak bulunan Suriyeli ya da Asya, Balkanlar, Kafkasya ve Afrikalı fakir ailelerin çocukları olan bu öğrenciler bu fahiş artışı karşılama konusunda büyük bir sıkıntıya düştüler.
Ya okullarını bırakacaklar ya da akraba vetanıdıklarından yıllar boyu ödemek zorunda kalacakları borç bulacaklar ya da bankalardan yıllarca faiz ödeyecekleri kredi alacaklar.
Bizim devletimizin temmuz ayında memur ve emeklilere sadece %40 oranında maaş artışı yapabildiği bir ortamda öğrenci harcına 3 ila 5 katı artış yapılır diyen Cumhurbaşkanlığı genelgesini hazırlayan bürokratlarımız, bu genelgeyi hiç itiraz etmeden uygulamaya koyan üniversitelerimizin yöneticileri hiç kendilerini öğrencilerin yerine koyup düşünmezler mi bu para nereden nasıl bulunur diye.
Anadolu’da empati yapmaya denk bir deyim vardır “Halden anlamak” diye. Sanırım genelgeyi hazırlayan bürokratlar ve burada bir yanlışlık olmalı demeden kuzu kuzu uygulayan üniversite yöneticileri bu deyimi hiç duymamışlar. Eğer duysalardı Cumhurbaşkanlığı makamını da zora sokacak bu genelgeyi hazırlarken ve itiraz etmeden uygularken 4 defa düşünürlerdi. (Hayat şartlarını, öğrenci velisini,velinin geçimi ve ailenin nüfus durumunu.)
Yıllık öğrenci harcında en büyük artış tıp fakültesi öğrencileri için oldu. Erciyes Üniversitesi’nde okuyan tıp fakültesi öğrencisi yabancı uyruklu öğrenci için ise bu artış 25 bin TL’den 76 bin TL’ye yükselmiş durumda.
Aldığım bilgilere göre Erciyes Üniversitemizde 2000 civarında yabancı uyruklu öğrencimiz var. Bunların tahmini 100 kadarı tıp fakültesi öğrencisi, önemli bir kısmı da başta Kayserimiz olmak üzere Türkiye’de yaşayan Suriye kuyruklu insanların evlatları. Çoğunun babası işçi olarak çalışıyor ve 5-6 kardeşleri var. Ülkemizde asgari ücret 5.500 TL, bu insanların yıllık geliri 66.000 TL ediyor. Bu para ile 5-6 nüfusluaileyi mi geçindirsin yoksa tıp okuyan evladının 76 bin TL öğrenim harcını mı yatırsın. Cumhurbaşkanlığı genelgesini hazırlayan bürokratlarımız, genelgeyi harfine bile dokunmadan, itiraz etmeden uygulayan üniversitelerimizin yönetimleri buyurun cevabı siz verin.
Şehrimizin Valisi, Büyükşehir Belediyesi, üniversite yöneticilerimiz, sivil toplum kurumlarımız mutlaka bu konuyu gündemimize almalı, gerekirse yerelde çözüm üreterek bu mağduriyete engel olmalıyız.
Selam ve dua ile