YEREL SEÇİM ÜLKE GÜNDEMİNE GİREMEDİ! Yerel seçimler burnumuzun dibine kadar geldi; şunun şurasında yedi ay gibi kısa bir süre var. Ne iktidar tarafında ne de muhalefet tarafında hararetli bir seçim gündemi, aday belirleme çalışmaları ve kulisleri ciddi manada başlamadı. Genel seçimlerde Cumhur ittifakı adayı sayın Erdoğan bir buçuk sene önceden adaylığını ilan ederken, millet ittifakı […]
YEREL SEÇİM ÜLKE GÜNDEMİNE GİREMEDİ!
Yerel seçimler burnumuzun dibine kadar geldi; şunun şurasında yedi ay gibi kısa bir süre var.
Ne iktidar tarafında ne de muhalefet tarafında hararetli bir seçim gündemi, aday belirleme çalışmaları ve kulisleri ciddi manada başlamadı.
Genel seçimlerde Cumhur ittifakı adayı sayın Erdoğan bir buçuk sene önceden adaylığını ilan ederken, millet ittifakı adayı sayın Kılıçdaroğlu son kırkbeş gün kala adaylığını ilan edebilmişti.
Bunun nedeni; özellikle ittifakın büyük ortağı; İyi Parti Lideri Meral Akşener’in, Kılıçdaroğlu’na itiraz etmesi ve ortak bir adayda ittifak sağlanmış olamamasıydı.
Bu gün, aynen genel seçimlerde olduğu gibi, muhalefetin, özellikle CHP’nin içinde bulunduğu liderlik krizi, iç çekişmeler nedeniyle yerel seçim adeta unutulmuş gibi bir rüzgarın estiğini görüyoruz.
Daha önce, Ak Parti’nin elinden alınan çok sayıda Büyükşehir Belediyesinin ; normal şartlarda el değiştirmesi zor görünüyordu.
Çünkü, buralarda halk hizmete, ya da hizmetsizlige göre oy kullanmıyor; tamamen ideolojik, etnik, mezhepsel nedenlerle kenetleniyor, tercihini yapıyor.
Mesela, İzmir’de hiç bir hizmet yok, bunu halk gayet iyi biliyor; buna rağmen %60 oranında oy veriyor partisine.
İmamoğlu’nun, İstanbul’a hiç bir hizmet vermemesine rağmen, genel seçimlerde Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu karşında bir iki puan geride olması inanılır gibi değil.
Dediğimiz gibi, hem CHP içerisinde ki liderlik mücadelesi, hem de ittifaktaki partilerin birbirlerini suçlama ve söz düellosu ; yerel seçime odaklanmalarını zorlaştırıyor.
Sanki seçimden habersiz miş gibi bir tavır sergiliyorlar.
Elbette ki bu şartlar, tamamen Ak Parti lehine işliyor. Kaybedilen Büyükşehir Belediyelerinin alınması için tam fırsatının doğduğu bir süreci yaşıyoruz.
Pekâlâ, Ak Parti bu süreci lehine çevirebiliyor mu? Ya da, muhalefet seçime yönelemedi de Ak Parti yöneldi mi?
Ak Parti de deprem nedeniyle bayağı sarsılan ekonomiyi düzeltebilmek, enflasyonu dizginlemek, iç ve dış sorunları bir hal yoluna koyabilmek için; tıpkı muhalefette olduğu gibi, yerel seçimlere odaklanabilmiş değil henüz.
Aday belirlemede geciktiğini düşünüyoruz. Bunun nedenlerinden biri de; eğer Ak Parti’den adaysa , ceketini koysa kazanır tezinin çürüdüğü gerçeği ve deneyimidir.
Parti’ye göre oy verilmediğini başta İstanbul, Ankara, Antalya Büyükşehir belediyeleri olmak üzere çok sayıda Büyükşehirin kaybedilmesinde gördük.
Halkın nabzı tutulmadan, görüşü dikkate alınmadan, halkın şiddetli itirazına rağmen tepeden getirilen adaylarla başarısız olunduğu görüldü!
Ak Parti, Muhalefetin içinde bulunduğu durumu gayet iyi değerlendirip lehine çevirebilir; iyi de bir fırsat!
Bir an önce Ak Parti seçim atmosferine girmeli, adaylarını belirlemeli, halkın görüş ve itirazını dikkate almalıdır.
Parti’ye göre oy verme döneminin bittiğini geçen yerel seçimlerde gördük, umarım aynı hataya düşmez Ak Parti.
Halka istişare, kanaat önderlerini dinleme, inandırıcı anketler yapma, güvenilir temayül yoklamaları yaparak adayları bir şekilde belirlemesi gerekir.
Atı alan Üsküdar’ı geçmesin sonra!