2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyada estetik yaptıranların yaşı 15-16’ya kadar inmiş. Buda bize genç nüfusun yani 2000 sonrası doğanların vücuduyla barışık olmadığını gösteriyor. Kimi burnunu, kimi cildini,kimi kulağını,kimi de dudağını dişini beğenmiyor. Maalesef kusursuz olayım derken her şeyi kusur olarak gören bir gençlik çoğalıyor. Çirkin olarak nitelendirdiği doğuştan gelen fıtratını ya makyajla kapatıyor […]
2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyada estetik yaptıranların yaşı 15-16’ya kadar inmiş. Buda bize genç nüfusun yani 2000 sonrası doğanların vücuduyla barışık olmadığını gösteriyor. Kimi burnunu, kimi cildini,kimi kulağını,kimi de dudağını dişini beğenmiyor. Maalesef kusursuz olayım derken her şeyi kusur olarak gören bir gençlik çoğalıyor. Çirkin olarak nitelendirdiği doğuştan gelen fıtratını ya makyajla kapatıyor ya da estetik adı altında cerrahi operasyon yaptırıyor. Bu gençlerin henüz liseli yaşlarda yani okul çağında oldukları unutulmamalı. Eli kalem,kitap,silgi tutması gerekirken tabletler,akıllı telefonlar tutuyor. Sonra sosyal medyanın, internetin ve modanın etkisiyle kısa sürede bir akım başlatılıyor. Popüler olma akımı ve beğenilme arzusu.Tabi ki bunun yolu facebook’tan tik-toktan ve diğer uygulamalardan geçiyor. Çekebildiğin kadar selfiler çekippaylaşabilirsin. Benden söylemesi;İlk önce güzel mi güzel görünmen gerekiyor.Yoksa bir alıcınız olmaz,sizi kimsecikler beğenmez (!)
Evet, Botokslar, silikonlu dudaklar, kestanemsi saçlar allanıp pullanarak ekrana taşınıyor.
Öyle ki güzel görünmek adına servetini harcayanlar var. Bu kapris yüzünden canından bile olanlar var. Ancak devir para harcamadan da bunları sunuyor. Nasıl mı? Dijital ortamda,Fotoshoplar, çeşitli filitremeli uygulamalar sayesinde.
Bunlar göründüğü gibi öğle masum sıradan uygulamalar değil. Bir dokunuşla Güzeli çirkin, küçüğü büyük,uzağı yakın,geceyi gündüz yapabiliyorsun. Hatta farklı ırk modunu seçip renkten renge, tipten tipe de girebiliyorsun. Çeşitli efektlerle,arka planlarla pürüzsüz bir yüzle milyonlarca hayranın karşısına çıkabilir bu sayede takipçi kitleni artırabilirsin.
Burada önemli bir husus;ülkemizdeki gençlerin kendi değerlerinden uzaklaşıyor olmasıdır.Mahremiyetin ayaklar altına alınmasıdır. Dikkat ederseniz kim kiminle,nerede ne yedi ne içti hemen hemen her şey paylaşılıyor.Artık gizli saklı bir şey kalmıyor.Sır olması gereken her şey ortaya çıkıyor. Şair ne güzel demiş ‘Güzel, ne güzel olmuşsun görülmeyi görülmeyi’.Eskiden pencere önüne çıkamayan perde arkasına saklananların torunları şimdilerde kendilerini göstermek için web cam önünde yatıp kalkıyor.
Aslında farkında olmadan şan şöhret uğruna sanal alemde sanal güzelliklerle ömür tüketiliyor. Oysa, sanal alem gerçeğin kendisi değildir. Parıltılı,şâşalı bir görüntü sunar. Hiç bir şey reklamlarda görüldüğü gibi de değildir. Yanına vardığında yahut eline aldığında anlarsın sahte olduğunu. İşte hakikat budur. Artık yüzleş yüzleşebilirsen.!
Güzellik kelimesi öğle tılsımlı bir kelimedir ki nereye koysan yakışıyor. Felsefede estetiğin,edebiyatta şiirin,tasavvufta güzel ahlakın konusu olmuş. Hiç bir filozof yoktur ki güzellik üzerine deyinmiş olmasın. Güzel görünmek, güzel düşünmek,güzele ulaşmak ise insanların ulaşmak istediği tek amaç. Bu nedenle sormuş sorgulamış genç ve güzel kalmanın sırrını bulmaya çalışmış.
Nihayetinde mutlak güzellik yoktur, göreceli güzellik vardır noktasına gelinmiş.Her güzelde güzellikte bir kusur olabileceği bununda normal karşılanmasi gerektiği ifade edilmiş.
Hz.Mevlana’nin ‘Kusursuz yâr isteyen âlemde yârsız kalır’degişi bunun en güzel örneğidir.
Güzelliği kusursuzlukta değil doğallıkta aramak gerekir. Malesef yeni teknoloji imkanlarla beraber güzellik algılarımız tercihlerimizde değişmiş oldu.Bedenimizin fabrika ayarlarıyla ne kadar çok uğraşırsak o kadar çok tahrip etmiş oluyoruz. Bunların bize verilmiş birer emanet olduğunu unutmamak gerek.
Sahte güzelliklerden uzak bir hayatınız olması dileği ile….